Data Loading...

14. Başkanlar Kurul Toplantısı Flipbook PDF

16 Temmuz 1996 / Ankara


100 Views
61 Downloads
FLIP PDF 2.69MB

DOWNLOAD FLIP

REPORT DMCA

m

M

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ

(UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY)

14

BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI

16 TEMMUZ 1996 ANKARA

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI

16 TEMMUZ 1996 ANKARA

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

İÇİNDEKİLER

Uğur BÜYÜKBALKAN / TÜRMOB Genel Sekreteri. ....................... 1 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı .............................. 1 Uğur BÜYÜKBALKAN / TÜRMOB Genel Sekreteri. ....................... 3 Rıza ILIMAN / Halkevleri Genel Başkanı ......................................... 4 Uğur BÜYÜKBALKAN / TÜRMOB Genel Sekreteri. ....................... 5 Abdüllatif ŞENER / Maliye Bakanı ............................................... 5 Uğur BÜYÜKBALKAN / TÜRMOB Genel Sekreteri. ....................... 7 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı .............................. 7 Uğur BÜYÜKBALKAN / TÜRMOB Genel Sekreteri. ..................... 22 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 23 Masum TÜRKER / TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı................... 23 Musa PİŞKİN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi.............................. 32 Murat KOĞACIOĞLU / İzmir YMM Oda Başkanı. ......................... 38 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 41 Davut AYDIN / Eskişehir YMM Odası Başkanı . .............................. 41 Mehmet ERDEM / Bolu SMMM Oda Başkanı. ............................... 42 Salih Bayraktar / Aksaray SMMM Oda Başkanı............................. 44 Raşit ALPAY / Ankara YMM Oda Başkanı...................................... 47 Bayram HAMİŞ / Gaziantep SMMM Oda Başkanı. ......................... 47

ii

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı . ...................................... 49 Mehmet ÇELİK / Ankara SMMM Oda Başkanı............................... 56 Yahya ARIKAN / İstanbul SMMM Oda Başkanı.............................. 60 Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı. ....................................... 65 Yahya ARIKAN / İstanbul SMMM Oda Başkanı.............................. 66 Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı. ....................................... 66 Yahya ARIKAN / İstanbul SMMM Oda Başkanı.............................. 66 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 66 Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı. ....................................... 67 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 67 Yahya ARIKAN / İstanbul SMMM Oda Başkanı.............................. 67 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 68 Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı. ....................................... 68 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 68 Ahmet AKIN / İçel SMMM Oda Başkanı. ....................................... 68 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 68 Tahsin ÜÇGÜL / Kırşehir SMMM Oda Başkanı............................... 70 Necmettin KELEŞ / İzmir SMMM Oda Başkanı............................. 71 Behzat DEMİRHAN / Kırıkkale SMMM Oda Başkanı...................... 73 Necmettin TAN / Erzincan SMMM Oda Başkanı............................. 74 Ender ŞENOL / Kocaeli SMMM Oda Başkanı................................. 75 Mustafa ÖZYÜREK / TÜRMOB Genel Başkanı ............................ 77

iii

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri - TÜRMOB Genel Merkez Binamızın temel atma törenine biraz sonra başlayacağız. Temel atma törenimizin açış konuşmasını yapmak üzere TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Mustafa Özyürek’i davet ediyorum. Buyurun Sayın Özyürek. (Alkışlar)

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Sayın Bakanım, değerli konuklar; Türkiye Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Altı yıllık geçmişi olan bir örgütü bir hizmet binasına kavuşturma yönündeki çabalarımız bugün burada önemli bir noktaya gelmiştir. Odalarımızın önemli bir kısmında kendi mülkü olan hizmet binalarımız vardır ve bu hizmet binalarını modern araç-gereç ve bilgisayarlarla donatma yönünden bütün çabalarımızı hızla sürdürüyoruz. Bugün temelini Sayın Bakanımızın uğurlu elleriyle atacağı hizmet binamız, halkevlerine daha önce tahsis edilmiş olan bir Hazine arazisidir. Bu inşaatın bu aşamaya gelmesinde teşekkür etmemiz gereken ilk kurum Halkevleri Genel Merkezidir. Başta Genel Başkanları Sayın Rıza Ilıman olmak üzere yönetim kurulunun tüm üyelerine huzurunuzda teşekkür ediyorum. Yine bu çerçe-

1

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

vede bu arsayı müştereken kullanmamız hususunda o zamanki Ankara Defterdarı Sayın Halit Demir, Millî Emlak Genel Müdürü Sayın Akif Hamzaçebi, Maliye Müsteşarı Sayın Kemal Kabataş ve o zamanki Sayın Bakanımız İsmet Atilla’ya ve bize her aşamada elinden gelen katkıyı gösteren Gelirler Genel Müdürü Sayın Hasan Basri Aktan ve arkadaşlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu binanın finansmanında az da olsa bize önemli destek sağlayan, bütçeye ödenek konulması konusunda Bütçe Genel Müdürü Sayın Erdoğan Öner’e, Sayın Kemal Kabataş’a, o zamanki Maliye Bakanımız Sayın Lütfullah Kayalar’a, Plan ve Bütçe Komisyonu değerli Başkanı Biltekin Özdemir ve diğer komisyon üyelerine huzurlarınızda TÜRMOB adına teşekkürü bir borç biliyorum. En büyük teşekkürü bugün çok sıkışık bir takvimi olmasına rağmen, bize bu vakti ayıran ve her toplantımıza gelerek bizlere ve meslek camiamıza yakın ilgi gösteren Maliye Bakanımız Sayın Abdullatif Şener’e teşekkürlerimi sunuyorum. Değerli arkadaşlarım, bu bina 2700 metre inşaat alanına sahiptir. Gördüğünüz gibi arsanın tamamı 2 alt kattan, 1 tanesi garaj olarak, onun üstü konferans salonu olmak üzere planlanmıştır. Konferans salonu takriben 600-700 kişilik olacaktır. Konferans salonunda her türlü modern -simültane tercüme dahil-teknik alet bulunacaktır. Diğer katlar; zemin kat ve üzerinde 4 kat şeklinde düzenlenmiştir. Çatı katı da mevcuttur. Maketinde de göreceğiniz kadar oldukça modern, çağdaş gücümüzün yettiği kadar güzel bir şey yapmaya çalıştık. Bu güzel binamızı inşallah tamamlayacak olan Tepe İnşaata ve yönetim kurulunun değerli başkanı ve dostum olan Sayın Nevzat Ararat’a da huzurunuzda teşekkür ediyorum. Binamız sıcakta görmenizde söylemekte yarar görüyorum, fanko sistemiyle sürekli olarak soğutulacak ve ısıtılacaktır. Hür türlü bilgisayarla donatılacaktır. Yapmak istediğimiz şu-

2

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI dur; muhasebecilik, mali müşavirlik, yeminli mali müşavirlik bir meslektir. Bütün gelişmiş ülkelerde çok saygın bir meslektir. Biz de 6 yıllık bir çaba ile bu mesleği daha saygın bir noktaya taşımak istiyoruz. Arslan yatağından belli olur derler. Biz de öncelikle kiralık binalardan, artık bu maksatla düzenlenmiş binalara taşınmak istiyoruz. Bu çabalarımız sürecek. Tabiî bu yeterli değil, bu bir başlangıç. İnşallah 43 bin kişilik bu camia 73 odasıyla birlikte çok daha büyük mekanları, çok daha çağdaş ortamları yaratacaktır. Buna inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, bu binamızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma, Maliye Bakanlığının bütün yetkililerine, Çankaya Belediye Başkanlığına, Halkevlerine ve bu binayı esas itibariyle finanse edecek, omuz verecek odalarımıza, meslek kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum ve hepinize lütfedip geldiğiniz için saygılar sunuyorum. Yeni binamız hepimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah hep birlikte binamızın açılışını da yapacağız. Teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri - TÜRMOB Genel Başkanı Mustafa Özyürek’e çok teşekkür ederiz. Konuşmalarını yapmak üzere Halkevleri Genel Başkanı Sayın Rıza Ilıman’ı davet ediyoruz; buyurun Sayın Ilıman. (Alkışlar)

3

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Rıza ILIMAN Halkevleri Genel Başkanı - Sayın Bakanım, törenimize onur veren değerli konuklar, basınımızın değerli elemanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Halkevleri ve TÜRMOB’un ortaklaşa yaptırdığı kültür sitemizin temel atma törenine hoş geldiniz, tekrar hepinizi en içten sevgilerimle, saygılarımla selamlıyorum. Değerli arkadaşlarım, öncelikle TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Mustafa Özyürek’e ve katkıda bulunun bütün kuruluş ve kişilere burada isim saymadan tekrar hepsine birden teşekkür ediyorum. Cumhuriyetimizin kurulmasıyla yeni bir dönem başlıyordu, karanlığın aydınlığa, tutsaklığın özgürlüğe dönüştüğü ve bunların halka götürülmesi gerekli olmuştu. O günlerin koşulları belli, olanakları sınırlı idi ve işte halkevleri böyle bir zamanda 19 Şubat 1932 yılında Atatürk tarafından kuruldu. Halkevlerinin kuruluş amacını Atatürk şöyle açıklıyordu. “En kuvvetli ders araçlarına ve yetişkin ordulara sahip olmak kafi değildir. Halkı yetiştirmek, bir kitle haline getirmek lazımdır. Bunları halkevleri yapacaktır. İşte halkevleri bu gereksinimden doğdu. Çıkar çevrelerin, egemen güçlerin engellemelerini aşarak, 64’üncü yılına girdi. Bu zaman içinde bilim, sanat, siyaset alanında binlerce insan yetiştirdi. Halkımızın kültür, sanat alanında üretken bir yapıya kavuşmasında önemli görevler yaptı. Tüm insanlarımızın birlik, beraberlik, kardeşlik duygusu içinde bulunması gerektiğini söylüyoruz. Ülkemizde yaşanan olumsuzluklara karşın duyarsız değiliz. Cumhuriyetin kazanımlarını çözümsüz savunacağız. Demokratik, laik, çağdaş yolumuzda yürüyoruz. Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesini, devrim ve ilkelerini yaşatacağız. Sömürüsüz ve temiz bir toplum kurma idealimizi sürdürüyoruz. Bu konuda demokratik baskı görevimizi

4

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI yapacağız. Temeli atılan sitemizde daha iyi çalışma imkanlarına kavuşacağız. Kültür faaliyetlerimizle insanlarımıza daha çok hizmet vermeği amaçlıyoruz. Bilim, sanat ve kültürümüze evrensellik kazandırıp, çağdaş bir toplum yaratmaya katkıda bulunmayı amaçladık. Bize olanak sağlayan kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz. Birlik, beraberlik, kardeşlik içinde, hep birlikte olmak dileklerimle hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri - Halkevleri Genel Başkanı Sayın Rıza Ilıman’a teşekkür ediyoruz. Konuşma yapmak üzere Maliye Bakanı Sayın Abdüllatif Şener’i davet ediyorum; buyurun Sayın Şener.

Abdüllatif ŞENER Maliye Bakanı - Odamızın değerli yöneticileri ve başkanları, değerli meslektaşları ve değerli basın mensupları; burada hayırlı bir iş için bir araya geldik. O da bildiğiniz gibi TÜRMOB’un genel merkez ve eğitim binasının temel atma töreni münasebetiyle bir aradayız. Bu binanın en kısa zamanda tamamlanarak oda mensuplarına hizmet vermesini temenni ediyorum. TÜRMOB; SM, SMMM ve YMM’lerle ilgili kanunun 1989 yılında yürürlüğe girişinden bugüne kadar çok mesafe almıştır. Türkiye sathında yayılmış bir meslek grubu haline dönüşmüştür. Sayın Başkanın biraz önce ifade ettiği gibi, çağdaş bir meslektir, dünyanın her tarafında saygınlığı

5

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

bulunan bir meslektir ve Türkiye açısından da son derece önemli bir meslektir. Özellikle vergi denetiminin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından belge düzeninin yerleşebilmesi açısından, SM, SMM ve YMM’lerin meslekleriyle ilgili yapmış oldukları çalışmalar önemli katkı sağlamıştır. Vergilemede etkinliğin sağlanmasında önemli bir meslek grubumuzla beraberiz, karşı karşıyayız. 1995 yılında YMM’lere tanınan tasdik yetkisi ve SM, SMMM’lere tanınan beyanname imzalama yetkisinden sonra, bu vergilemedeki etkinlik daha da artmıştır. Bu konuda kendilerinden daha çok şey beklediğimizi burada ifade etmek istiyorum, belirtmek istiyorum. Vergi elbette günümüz açısından ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durum açısından son derece önemlidir. Kamu kaynakları içerisinde en önemlisi vergidir ve vergi aslında çağdaş finansmandır. Bu yapısı itibariyle vergi denetimlerinde ve vergi uygulamalarında doğrudan ilgisi bulunan bir meslek grubunun elbette ki bundan sonraki dönemlerde gelişmelerini sürdürmesi beklenmelidir. Aslında 1989 yılından bugüne kadar çok mesafe kaydetmiş bir kuruluşumuzdur, bir meslek grubumuzdur; çünkü, artık temsil edilmediği hiçbir merci, hiçbir alan kalmamıştır. Oda mensuplarımız Parlamentoda temsil edilmektedir, hatta Bakanlar Kurulunda bile bu mesleğe mensup arkadaşlarımız bulunmaktadır. Demek ki, 1989 yılından bugüne kadar kısa bir süre içerisinde etkinliği artmış ve yayılmış bir kuruluşumuzla karşı karşıyayız. Fonksiyonel olarak etkin olduğunu ise, ayrıca tekrar tekrar belirtmeye gerek görmemekteyim. Şimdi, böyle bir ortamda bu genel merkez ve eğitim binası son derece de önemlidir; ancak, TÜRMOB mensuplarının bu binayı en kısa zamanda tamamlayacaklarına inanıyorum. Serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik ve yeminli

6

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI mali müşavirlik ile uğraşanların sürati çok fazladır, diğer kesimlerin bu hıza yetişmeleri zaman zaman mümkün olmuyor. Örneğin geçen hafta ortasında TBMM’de yapmış olduğum bir konuşmayı, bir maliyeci olarak, bir Maliye Bakanı olarak yapmış olduğum bir konuşmayı, basın 2 gün sonra fark edebildi, gündeme 5 gün sonra sokabildi, ama gereği gibi anlaşılabilmesi için de zamana ihtiyacımız var. Şimdi, TÜRMOB mensuplarının da aynı hızla diğer meslek mensuplarında görülmeyecek bir hızla bu binayı tamamlayacaklarına inanıyorum ve en kısa zamanda tamamlanmasını temenni ediyorum. Bütün camiaya bu binanın hayırlı olmasını, hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri - Maliye Bakanımız Sayın Abdüllatif Şener’e yaptığı konuşmadan dolayı çok teşekkür ederiz. Değerli misafirlerimiz, değerli basın mensuplarımız; biraz sonra biraz sonra temel atma töreni başlayacaktık. Katılımlarınız için çok teşekkür ederiz. (TÜRMOB Genel Merkez Binasının temel atma töreni yapıldı)

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Değerli arkadaşlarım, değerli meslektaşlarım; hepiniz hoş geldiniz. Oda genel kurullarından sonra bu ilk başkanlar kurulu top-

7

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

lantımız. Bazı arkadaşlarımız yeni seçildi, bazı arkadaşlarımız güven tazeleyerek tekrar bu göreve geldi, hepinizi kutluyorum. Camiamız için, ülkemiz için bütün arkadaşlarımın yararlı, başarılı çalışmalar yapmasını diliyorum. Bugün arkadaşlarımızın çoğu vardı, hep birlikte TÜRMOB’un genel merkez binasının temelini attık. Bu çerçevede hepsini bir araya getirdik, belki sıkışık bir takvim oldu, ama yaz aylarına girilmiş olması nedeniyle, başka bir başkanlar kurulu toplantı yapmanın güçlüğünü düşünerek hepsini bir araya getirdik, akşam da bir kokteyl var, orada meslek mensubu milletvekillerine ve TÜRMOB binasının kazandırılmasında emeğe geçenlere plaket vereceğiz, orada da beraber olacağız. Değerli arkadaşlarım, Türkiye uzun zamandır bir siyasi istikrarı arıyor. Bunu hep biliyoruz, gözlüyoruz ve yaşıyoruz; fakat ne yazık ki, 24 aralık seçimlerinden bugüne hükümetler kuruldu, hükümetler bozuldu, 3 ay kurmak için uğraşılan bir hükümet ancak 3 ay yaşayabildi, şimdi yeni bir hükümetle karşı karşıyayız. Demokratik düzen için Meclisten güvenoyu alan her hükümete bizim saygımız vardır. Kişisel konumlarınız, kişisel siyasal tercihlerimiz farklı olabilir, ama bir camia olarak, bu ülkenin kurumsal bir topluluğu olarak elbette her hükümete saygımız vardır. Hükümetlerin de bizlere 42 bin kişilik bir camianın temsilcileri olarak aynı saygıyı göstermelerini bekleriz, her hükümetle de bu çerçevede uygar diyalog götürdük. Demokratik sivil toplum örgütleri olarak, toplumun örgütlü kesimlerinin temsilcileri olarak bu karşılıklı uzlaşmayı, diyalogları, siyaseti bilen her hükümet göstermek zorundadır. Herkes birbirinin siyasal düşüncesini biliyor, bu camia zorunlu olarak insanların üye olduğu, mesleki ortak paydası nedeniyle bir araya geldiği bir camiadır, bu çerçevede ilişkilerimizi götürmek zorundayız. Bu hükümetle de bu diyalogu kurduk, Maliye Bakanı ile sabah birlikte olduk, temel atma töreni-

8

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI mize geldi. Çoğunuz hatırlarsınız daha önceki genel kurullarımıza bir milletvekili olarak gelen, konuşan, mükerrer 227 nci maddenin çıkması sırasında Mecliste kendisinden katkı istediğimizde her türlü katkıyı vermiş bir meslektaşımızdır. Bu karşılıklı diyalog içindeyiz. Görüşmemizde mesleğin sorunlarını bildiğini, çözümü için elendin geleni yapacağını ifade etti. Biz mutlu olduk ve karşılıklı bu diyalog içinde bu sorunlarımızı çözmeye çalışacağız. Elbette hükümetin sadece muhasebecilerin, mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin sorunlarını çözmesi yetmez. Ülkenin sorunlarını bütünüyle dikkate alan, çözüm üreten bir konumda olmaları gerekiyor. Hükümet programını çoğunuz okudunuz, ben de dikkatli bir şekilde okudum, Meclis müzakerelerinde de ifade edildiği gibi daha önceki hükümet programlarından farklı bir tarafı yok. Türkiye’nin yıllardır devam eden temel çizgisi, 1923’ten beri, Mustafa Kemal Atatürk tarafından çizilmiş olan laik, demokratik, sosyal hukuk devlet olma niteliğini vurguluyor hükümet programı. Programın birkaç yerinde açık olarak laik, demokrat genç nesiller yetiştirmesinin bu hükümetin başlıca amacı olduğu ifade edilmiştir. Parti programlarındaki farklılığa rağmen, bir uzlaşmayı yansıtan bir hükümet programı bu noktalarda bizim de katıldığımız, toplumun da beklediği konularda, Atatürkçülük konusunda, laiklik konusunda bir taviz vermenin söz konusu olmadığını ifade etmişlerdir. Tabiî hükümet programları, koalisyon protokolleri güzel metinlerdir, ama uygulamaya ne kadar yansıyacak, bunu hep birlikte göreceğiz. Türkiye çok çeşitli bölünmelerin, gerilimlerin yaşandığı bir ülkedir. Bu gerilimlere yeni yeni gerilimler eklemek, yeni yeni sorunlar çıkarmak hiç kimsenin lehine değildir. Öyle umuyorum ki, bu tespitleri siyasilerimiz de hükümeti oluşturan partilerimiz de görmüşlerdir. Hükümet programında yazdıkları gibi Türkiye’nin genel

9

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

gidişini, çağdaş yaşamını, laik devlet yapısını bozmayan bir uygulamanın içinde bulunurlar. Bütün özgürlüklerin Türkiye’de gelişerek var olmasını, uygar dünya ile, Avrupa Birliği ile kurduğumuz, gümrük birliğine girdiğimiz bir dönemde, uygar dünya ile ilişkilerimizim de aynı doğrultuda devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Keza, insan haklarına saygıdan, eğitimin çağdaş gereklerin içinde olması noktasında bu toplumun genel bir tercihi, genel bir çizgisi vardır. Bu çizginin devlet politikası olarak Anayasamızın koyduğu çerçevede devam etmesinde yarar görüyoruz. Son zamanlarda bu hükümetin, bazı harcamaları ve bu harcamalara kaynak olup olmadığı noktası çok tartışılıyor. Bugün bizim temel atma törenimizde basının büyük ilgisinin nedeni Sayın Bakanın o noktadaki açıklamaları idi. Biz, işçilere verilen paranın, işçilere, memurlara verilen ücret artışının, hiç de fazla olduğunu düşünmüyoruz; çünkü, istatistiklere bakarsanız, gelir dağılışı endekslerine bakarsanız, memur kesimi toplumun en çok ezilen kesimidir. Öğretmenlerin çoğu işportacılık yaparak, pazarcılık yaparak geçimini sağlar hale gelmişlerdir. Bu yüzde 50 zamla bile, durumlarında önemli bir ferahlama yaratılamaz. O nedenle bozulan gelir dağılımı göz önüne alındığında verilen bu paraları, artırılan bu ücretleri biz çok doğal karşılıyoruz. Toplumun o noktada ortaya koyduğu eleştirilere katılmıyoruz. Burada olayın bir başka boyutu tartışılıyor, kaynak sorunu tartışılıyor. O elbette bizim yıllardır devam eden kronik bütçe açıklarımız yönünden çok tartışmamız gereken bir olaydır. Bu sene 1996 yılı bütçesinde öngörülen açık 860 trilyondur, ama şu andaki tahminlere göre 1 katrilyon 300 trilyona çıkması bekleniyor bu açıkların. Bütçemizin tamamının 3.5 katrilyon olduğunu düşünürseniz, neredeyse yarıya varan bir açıkla karşı karşıyayız. Böyle bir bütçenin nasıl kapatılacağı, nasıl finanse edileceği, elbette bu toplumun, bu ülkenin temel sorunudur. Buna memur zamları nedeniyle, verilmesi beklenen

10

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI çiftçilere taban fiyat destekleri nedeniyle bu açıkların daha da artacağı, o nedenle de bütçenin finansmanı meselesinin toplumun birinci öncelikli meselesi olduğu inkar edilmez bir gerçektir. Şu ana kadar bütçemiz 428 trilyon açık vermiştir. Bu açığı kapatmak için 1.5 katrilyonluk bono satışı yapılmış, bunlarla 745 trilyonluk ana para ve faiz ödemesi yapılmış, geriye 680 trilyonluk bir net bakiye kalmış, onlarla da birikmiş borçlar ödenmeye çalışılmıştır. Belediyelere yapılan yardımlarla, diğer yardımlarla bu açıkların daha da fazla büyümesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Şimdi burada bu konuların hepsi toplumda elbette tartışılacaktır, faiz boyutu ile tartışılacaktır, rantiyelerin açısından tartışılacaktır, gelir dağılımı açısından tartışılacaktır, ama esas bizim mesleğimiz açısından tartışılması gereken boyut, doğru dürüst vergi almayan bir toplunun sonunda geldiği noktadır. Türkiye uzun zamandır doğru dürüst vergi almadan, borçlanarak ya da para basarak devlet giderlerini karşılayan bir ülke haline geldiği için, artık borçlanarak da para basarak da karşılayamayacak boyutta açık verir hale gelmiştir. Yüzde 140 birleşik faizli borçlanma ve bütçenin yüzde 60’ına varan boyutta faiz ödemesi ile bir toplumu daha fazla bir yere götürmek mümkün değildir. Onun için gerçekçi politikalara Türkiye’nin dönmesi ve nasıl vergi alacağını oturup ciddi bir şekilde konuşması gerekiyor. Tabiî iktisat ilminde, maliye ilminde mucizevi çözümler yoktur. Akşamdan sabaha bir düğmeye basarak kaynak bulmak, açıkları kapatmak mümkün değildir. Bunların hepsi uzun vadeli, sabırlı, bilinçli politikalarla sonuca ulaştırılabilir. Bunun yolunu, yöntemini hepiniz biliyorsunuz, hep birlikte biliyoruz, eğer çözüm noktasında bir siyasi irade ortaya konulursa, odalarımız, TÜRMOB, meslektaşlarımız, bunun teknik çözümlemelerini anında yapacak durumdadır. Vergi kanunlarında neler yapılması gerektiğini her toplantıda sizlerle

11

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

konuştuk, yüzde 90’ında hem fikir olduğumuzu biliyorum. Çünkü, bu toplantılarımızda, bu işlerle uğraşan teknisyenler olarak nelerin yapılabileceğini, nelerin yapılırsa sonuç alınabileceğini, hep birlikte biliyoruz, tespit ediyoruz. Hayali çözümlerle uğraşmanın, vakit kaybetmenin gereği yoktur. Sağlıklı bir şekilde, adil dengeli, ekonomik, sosyal sonuçları da değerlendirilen bir vergi sistemini oluşturmamız lazım. Vergi sistemimiz çok bozulmuştur ve bu oluşturulan vergi sistemini uygulayacak, vergi idaresinin güçlendirilmesi lazım. Vergi denetiminin güçlendirilmesi lazım ve her zaman söylediğimiz gibi mükellef ile maliye arasında köprü görevi yapan SM, SMM ve YMM’nin etkin bir şekilde devreye sokulması lazım. Bir ölçüde gönüllü olarak yürüyen tasdik mekanizmasına, Danıştayın, yargının çeşitli engellemelerine rağmen gündeme gelen bir imza mecburiyetiyle bile, bugün Sayın Bakanın da temel atma töreninde ifade ettiği gibi, vergi hasılatında önemli artışlar olmuştur. Bu müesseseler imza ve tasdik uygulaması tarifsiz bir şekilde devam ettirilebilirse, vergi hasılatını artırma yönünden büyük adımlar atabiliriz. Kendi kendimizi önemseme yönünden söylüyor değilim, ama bu toplum gerçekçi vergi politikası uygulamak istiyorsa, vergilerin yükünü çeken, Türkiye’deki muhasebenin yükünü çeken bu camianın üretiminden, katkısından uzak duramaz. Bugüne kadar bu hep konuşuldu, her bakan, her başbakan bunu ifade etti, ama bir türlü somuta indirgenen oluşumlar gerçekleştirilemedi. Elbette bazı kanunlar hazırlanırken bizim de görüşümüz alındı, ama maalesef Türkiye’de kanunlar hep şöyle hazırlanıyor; işte bir hafta on gün süremiz var, acele tasarı hazırlayacağız, Bakanlar Kurulundan geçireceğiz, komisyonda bekliyorlar, Meclis gündemine geçecek. Bu telaş içinde çıkarılan yasalarla Türkiye bir yere varamaz. Bırakınız bizim gibi meslek kuruluşların katkısını, hükümet üyelerinin katkısı sağlanamıyor, Parlamentonun katkısı sağlanamıyor; çünkü, açık var, açığı ka-

12

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI patmak için acele yasa çıkarmak lazım. Bu telaşlı ortamı bırakıp, sakin bir şekilde vergi kanunları şöyle olursa şu sonuç alınır, şu şekilde uygulanırsa şu noktalara varılır diye bir milli mutabakatı Türkiye sağlamaz ise günü birlik çözümlerle bir yere varamayız. Bu görüşlerimizi bıkmadan, usanmadan, kamuoyuna ve her hükümete ifade ettik. Karşı çıka, hayır buna gerek yok diyene de rastlamadık ve uygulamada yeteri kadar bu yöntemin uygulandığını da söylememiz mümkün değildir. Değerli arkadaşlarım, mesleki konularla ilgili bugün gündemimizde 2 noktaya müzakere edeceğiz. Birincisi, mükerrer 227 nci madde, ikincisi hem imza mecburiyetinin hem tasdik uygulamasının ortaya koyduğu sorumluluk meseleleridir. Bunları tartışmamız gerekiyor. Bildiğiniz gibi mükerrer 227 nci madde ile ilgili olarak Danıştay 4 üncü Dairesinde açılmış bir dava nedeniyle Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde bir dava açılmıştı. Mükerrer 227 nci maddenin çıkarılmasında siz değerli meslektaşlarımızın, odalarımızın, TÜRMOB’un büyük katkısı olduğu, büyük emeği olduğu bilinmektedir. Hem kaçak muhasebecilik olgusunu ortadan kaldıran, hem de vergi dairesine verilecek her beyannamenin mutlaka bir süzgeçten geçmesini sağlayacak bir mekanizma olarak buna bu camia yıllardır sahip çıktı ve bunu Meclise anlatma şansımız oldu, bütün grupların ittifakı ile ki, mükerrer 227 nci madde çıkarken, Mecliste bir tek muhalefet oyu yoktur değerli arkadaşlarım. Bırakınız Anayasaya aykırılığı, şurasında şu sakınca vardır diyen bir tek milletvekili olmadı. Bütün müzakereleri hem komisyonda hem genel kurulda yakından takip ettik. Sayın Cumhurbaşkanı imzalarken işte kademeli bir şekilde uygulayın, çok geniş uygularsanız bazı sıkıntılar, sorunlar çıkar dedi, ama Anayasaya aykırılığı ile ilgili bir iması dahi olmadı. Buna rağmen ne zaman ki, imza mecburiyetiyle ilgili tebliğlerimiz çıktı,

13

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

barolarımız ve barolar birliğimiz davaları açtılar, o davalar üzerine hepinizin çok iyi bildiği yürütmeyi durdurma yararları verildi ve maddenin Anayasaya aykırılığı iddia edildi. Maddenin Anayasaya aykırılığı konusunda Maliye Bakanlığı -olayın tarafı olduğu içinyetkilileri dinlendi ve bizler de Anayasa Mahkemesi Başkanının tanıdığı olanakla yazılı görüşlerimizi Anayasa Mahkemesinin bütün üyelerine sunduk ve Anayasa Mahkemesinin bütün üyeleri ile teker teker oturduk, konuştuk, dertlerimizi anlattık, bu noktada değerli arkadaşlarımız da katkıları oldu. Sayın Arıkan’ın, Sayın Çelik’in, Sayın Pişkin’in katkıları oldu. Ankara YMM odamız daha ilk gününden başlayarak mahkeme raportöründe çok yakın bir ilişkiye girdi, Israil’deki uygulamaları, Meksika’daki uygulamaları getirip, tercümeleriyle beraber mahkemeye sunduk ve anlatmaya çalıştık ki, 227 nci madde çağdaş bir uygulamadır, anayasaya aykırılığı söz konusu değildir ve bu sadece avukatlar için çıkarılan bir mekanizmada da değildir. Bundan önceki Maliye Bakanımız Sayın Lütfullah Kayarlar dedi ki “Bu çok önemli konuymuş Sayın Başkan, ben Maliye Bakanı oluncaya kadar sadece avukatları ilgilendiren bir düzeleme olduğunu zannediyordum” Ben de kendisine olayı anlatmak için her avukatı Maliye Bakanı yapma şansımız yok dedim, siz de lütfedin, hep birlikte avukatlara bunun önemli bir müessese olduğunu, vergi kayıp ve kaçağını önlemede, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede önemli bir yöntem olduğunu anlatalım dedim ve ondan sonra doğrusu gerek Danıştay’daki görüşmelerde, daha sonraki konuşmalarımızda mükerrer 227 nci maddenin lehinde oldu, bunu savunmaya devam etti ve bize savunacağını söyledi. Değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesi bir oy farkı ile mükerrer 227 nci maddenin Anayasaya uygun olduğu şeklinde bir karar vermiştir. Tabii kararın gerekçeleriyle birlikte yazılıp, Resmî

14

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Gazetede ilan edilmesi zaman alır, ama mükerrer 227 nci madde zaten yürürlükte idi, şimdi bir de Anayasa Mahkemesinin tasdiki ile daha güçlü bir şekilde yerini almıştır. Biliyorsunuz ne kadarı yürürlükte ne kadarı yürürlükte değildir diye tartıştığımız 1, 2 ve 3 nolu Maliye Bakanlığı tebliğleri çerçevesinde aslında imza mecburiyeti devam ediyordu. Bu Anayasa Mahkemesine gidince mükelleflerin çoğu imzalanmamış beyannameleri vergi dairesine verdiler ve Maliye Bakanlığı bir iç genelge ile biz Anayasa Mahkemesi kararını bekliyoruz, ama Anayasa Mahkemesi kararı lehte çıkarsa imzalatmamış olan bütün mükellefleri takdirde sevk ediniz dedi. Mahkeme kararından sonra Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüştük, biz böyle bir toplu uygulamaya, tartışma yaratacak belli meslek gruplarını karşımıza alacak bir uygulamaya taraftar olmadığımızı, uygulama yöntemini sağlıklı bir şekilde tespit etmek suretiyle, önümüzdeki yıldan başlatılmasını daha doğru olacağını ifade ettik. Sayın Bakanla da geçenlerde uzun görüşme yaptık, orada da görüşlerimizi söyledik, kendisi de geniş ölçüde katıldılar. Öyle zannediyorum ki, bu bekleyen imzalatılmamış beyannamelerle ilgili resen takdir uygulaması yapılmayacaktır. Biraz sonra Sayın Türker, mükerrer 227’nin imza mecburiyetiyle ilgili noktasında nasıl uygulanacağına dair sınır çizecek ve sizlerin de o konudaki görüşlerini alacağız. Eğer sizler de uygun görürseniz, hazırlıklarımızı da ona göre tamamlayabilirsek, önümüzdeki genel kurulda mükerrer 227 nci maddenin nasıl uygulanacağına dair, yani özellikle meslektaşlarımızın izleyecekleri yöntemle ilgili mecburi meslek kararı alırız, Maliye Bakanlığı çıkaracağı tebliğlerle bu meslek kararına atıf yapmak suretiyle bir düzenleme yapar. Danıştay kararlarından da biliyoruz ki, sadece imza mecburiyeti getirilebilir. Daha önceki tebliğlerde olduğu gibi defter tutma mecburiyeti, sözleşme yapma mecburiyeti gibi noktalar mükerrer 227’inci maddenin metininde yer almadığı için bunları getiren dü-

15

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

zenlemeler kanuna aykırılık iddiasıyla derhal Danıştay’a gider ve Danıştay’ın biraz da duygusal baktığını düşünürseniz, yürütmeyi durdurma, iptal kararlarına muhatap oluruz, onun için düzenlemelerin hukuki boyutu ile, toplumsal boyutu ile, vergi boyutu ile çok sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Bu noktada daha önce zaman zaman görüşlerinizi bildirdiniz, ama yine yazılı, sözlü görüşlerinizi bildirirseniz, bu noktada TÜRMOB’da kurduğumuz bir mükerrer 227 nci madde masasında bunları enine boyuna değerlendireceğiz ve bakanlığa bunları sunacağız. Daha önceki uygulama biraz telaş içinde olduğu için ve çok geniş kapsamlı olduğu için, örneğin avukatların bu kapsama alınmasına en çok biz karşı çıktık, fakat Maliye Bakanlığı ısrarla avukatların da kapsam içinde olmasını istedi ve yargıdaki sorunlar önemli olarak da buradan çıktı. Örneğin denilebilir ki, serbest meslek mensupları bu kapsamın dışındadır. Bir kademeli, dengeli, toplumda tepki uyandırmayacak uygulamadan yanayız. Sonunda elbette 1, 2, 3 nolu tebliğleri biz yazmadık, görüşlerimizi ifade ettik, ama sonunda idarenin, bürokrasinin kendine göre bir tercihi olduğu yazıldı. Tartışma başladığı zaman bürokrasi devrede olmuyor, biz devrede oluyoruz. TÜRMOB ile avukatlar arasında bir sorunmuş gibi anlamsız tartışmalara muhatap oluyoruz. Tabii yargı aşamasını, Anayasa Mahkemesi aşamasını dikkate alırsanız, bu tartışmadan kesinlikle odalarımız, birlik, meslek örgütümüz zararlı çıkmamıştır. Basından izlediğiniz gibi avukatların yaptığı gibi işte bir sıfır galibiz, iki sıfır galibiz gibi sayı sayma noktasına girmedik ve böyle bir yola girmeyeceğiz, hiçbir arkadaşımızın da girmeyeceğine inanıyorum. Biz ciddi bir teşkilatız, sonuçlara bakarız, uygulanabilir yöntemlere bakarız, bunun peşindeyiz, Anayasaya aykırı olmadığını biz de biliyorduk, bunu Anayasa Mahkemesi kanalıyla onayladık. Bizim için işin bu tarafı bitmiştir. Eğer toplumsal dengeleri iyi gözetmezsek, bu Mecliste verilen bir önerge ile,

16

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI bir hükümet tasarısı ile her zaman kaldırılabilir, dişimizle tırnağımızla gündeme getirdiğimiz çağdaş bir denetim mekanizmasının gündemden çıkmasına gönlümüz razı olmaz. Onun için akılcı, dengeli bir politikanın izleyicisi olacağız. Umuyorum, biliyorum, Maliye Bakanlığı da bu noktada böyle düşünüyor. Daha sağlıklı bir uygulamayı hep birlikte gerçekleştireceğiz. Yasal sınırları taşmayan, toplumun büyük kesimlerini ürkütmeyen, onları tepkiye sevk etmeyen, uygulayıcı olarak bizim görüşlerimizin birinci derecede ağırlık taşıdığı bir düzenlemeyi hep birlikte yapmalıyız. Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz dönemle ilgili olarak sahip çıkmamız gereken önemli noktalardan biri de, mecburi meslek kararlarıdır. 3568 sayılı Kanunun önemli müesseselerinden biri genel kurullarımızda mecburi meslek kararı alınabilmesidir. Bununla ilgili iki mecburi meslek kararı biliyorsunuz aldık ve Resmî Gazetede ilan edildi. Bunlardan birincisi emanet para makbuzlarının kullanılmaması, yani muhasebecilerin, mali müşavirlerin, mükellefin vergi, SSK primi gibi paralarını yatırmamaları, tahsildarlık görevini bırakmaları şeklindedir. İkincisi de mesleki şirketlerin kuruluşuyla ilgili meselelerdir. Biz mecburi meslek kararlarını demokratik katılım açısından son derece önemsiyoruz. Dünyanın her yerinde bu meslek Maliye Bakanlığı tebliğleriyle değil veya hükümet kararlarıyla değil; kendi kendine oluşturduğu kurallarla yönetiliyor. Türkiye’de de bu meslek camiasının ideali bu noktaya gelmek olmalıdır. Onun için odalarımızın genel kurullarında TÜRMOB genel kuruluna sunulacak mecburi meslek kararları görüşülmelidir ve TÜRMOB genel kuruluna sunulmalıdır. Zaman içinde pek çok sorunumuzu göreceksiniz bu yolla çözeceksiniz ve kendi kendinize koyduğunuz kararları daha kolay sahipleneceğimiz için, daha başarılı olacağımıza inanıyorum.

17

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Elbette Türkiye bir hukuk devletidir. Her merci kararı yargı denetimine tabidir. TÜRMOB’un da alacağı kararlar, genel kurulunda da alınsa yargı denetimine tabidir.1 ve 2 nolu mecburi meslek kararlarıyla ilgili olarak bazı üyelerimizin, bazı odalarımızın açtığı davalar vardır. Bunlar Danıştay’da görüşülüyor, biz savunmalarımızı yaptık. Öyle umuyorum ki, iki kararımızda da hukuka aykırı bir taraf olduğunu zannetmiyorum, arkadaşlarım da pek zannetmiyor. Çok tartışıldı, hep söyledik, uygulamaya dönük yanlışları varsa, eksiklikleri varsa, çünkü bu kararları biz el birliği ile yararlı olsun, mesleğimizin daha iyi icra olunsun diye alıyoruz. Uygulamada sorunlar yaratacak noktalar varsa, bunları önümüzdeki genel kurulda görüşerek düzeltme şansını elde ederiz. Hukuka aykırılık meselesi yargının işidir, şurası hukuka aykırı diyerek şurasını iptal ettim derse, şeriatın kestiği parmak acımaz. Yalnız bir nokta var, bir üyemiz 1 nolu meslek kararı ile ilgili olarak dava açarken, bu kararı almanın vatan hainliği olduğunu dilekçesinde ifade etmiştir. Ona ilgili odasına da yazdığımızı zannediyorum, gerekli disiplin kavuşturmasının yapılması lazım, yani 1 500 kişilik camiası vatan haini olamaz, yani yanlış yaptınız diyebilirsiniz, hukukun dışına çıktınız diyebilirsiniz, fakat vatana ihanet ettiniz demek olacak şeyler değildir, bunlar küçüklüktür, bunlar bütün arkadaşlarımızın üslup olarak sakınmasında yarar var. Değerli arkadaşlarım, özellikle YMM’leri ve odalarımızın yakından ilgilendiren bir gelişme oldu. 25 civarında YMM’li arkadaşımızın rapor yazma ve mühür kullanma hakkı bir anlamda askıya alındı. Biz bu camiada hata yapanın, yanlış yapanın, özellikle kasten yanlış yapanın üstüne gidilmesinden yanayız, ama bu mekanizma bizim 3568 sayılı Yasamızda, oda birlik ve disiplin kurullarının çalıştırılmasından geçer. Onun dışındaki uygulamalar, maalesef

18

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI çok alışılmış bir deyimi kullanmak zorundayım, biraz yargısız infaz oluyor. Bir yeminli mali müşavir arkadaşım, raporunu yazmış, vergi dairesine götürdüğü zaman, vergi dairesi müdürü sumenini şöyle bir karıştırıyor, galiba sizin raporlarının bundan sonra kabul edilmeyecek, o arkadaşımıza önceden herhangi bir tebligat yapılmıyor, senin şu nedenlerle raporların kabul edilmeyecek denilmiyor. Böyle gerçekten haysiyet kırıcı daha sonra o yasağı kaldırsanız bile o arkadaşın üzerinde çok olumsuz etki yaratacak bir tasarruftur. O tasarrufun mutlaka 3568 sayılı Yasada öngörülen çerçevede olması gerekiyor, yani disiplin mekanizması ile olması gerekiyor. Bakanlığın bize, nitekim SPK ile ilgili, Ticaret Bakanlığı5 ile ilgili, Merkez Bankası ile ilgili pek çok konuda bir yanlışlık varsa, hemen bize yazılıyor, biz de disiplin kuruluna verilmek üzere odalarımıza gönderiyoruz ve o mekanizma çalışıyor. Maliye Bakanlığın bu mekanizmayı uygulamaması için hiçbir nedeni yoktur. Bunu bakanlığa da anlattık, odalarımız da takip ediyorlar, biliyorum, belki açılan davalar da var, bunu mutlu bir sonuca bağlanması gerekiyor. Bir diğer nokta, biraz hızlı büyümenin getirdiği bazı tepkiler oluştu. İnanınız toplumda biraz etrafınıza bakarsanız, adeta toplumda en çok parayı bizim meslektaşlarımızın kazandığı gibi bir izlenim doğmaya başladı. Bankacılara gidiyorsunuz en büyük repoyu yeminli mali müşavirler yapıyor diyorlar, tüccara gidiyorsunuz, biz bir şey kazanmıyoruz, ama yeminli muhasebeciler şunu yaptı, bunu yaptı diyorlar. Tabiî biz emeğimizin hakkını alma mücadelesini her zaman veriyoruz, hiçbir zaman fakirlik edebiyatı yapmadık, biz bedava iş yaparız diye toplumda yola da çıkmış değiliz. Biz, emeğimizin hakkını almak istediğimizi her yerde söylüyoruz ve bugün aldığımızda emeğimizin tam karşılığı değildir, inşallah daha fazlasını almalıyız, alacağız. Bu haset, bu çekememezlik

19

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

önemli sorunlar yaratıyor. Bunlardan yine, YMM’lerle ilgili olarak yaşadığımız, biliyorsunuz tam tasdik ihtiyari hale getirilirken, tam tasdiki tabi mükelleflerin hesaplarının ihbar, şikayet olmadıkça incelenmesi esas olmasına rağmen, bazı inceleme elemanları ısrarla tam tasdiki tabi mükellefleri inceliyorlar. Bunu Samsun, Adana, İstanbul, Ankara’da çok uygulamalarını gördük. Gelirler Genel Müdürlüğü ile temaslar sonucu bir bakan onayı alındı, bunların incelenmemesi için, fakat Maliye Bakanlığı hesap uzmanları bu noktada bir direnç gösteriyorlar, sayın kurul başkanı ile birkaç kez konuştum, görüştüm, kendisi de geniş ölçüde katılıyor, fakat incelemeye başlamış olan hesap uzmanlarından, o incelemeleri bıraktırmakta sorun yaşanıyor. İnşallah onu da aşacağız, çünkü onlar da diyorlar ki, bizim programımız bakan onayı ile kesinleşmiştir, bakanın daha sonra çıkardığı onay bizi bağlamaz gibi, son zamanlarda YMM ile inceleme elemanı arasında tatsız tartışmalar yaşanıyor. Bunları aşacağız, bunları el birliği ile aşmamız gerekiyor. Sayıştay denetçilerinin olayı var. İzmir’de Vecdi Gönül ile görüştüm, yazı da yazdım, vergi dairesi incelemesi sırasında KDV iadesine bağlanan raporlardaki faturaların, belgelerin hepsini incelemek suretiyle, adeta YMM incelemesini anlamsız hale getiren bir uygulama içerisine giriyorlar. Kanunu incelediğiniz zaman böyle açık bir yetkilerinin de olmadığını görüyoruz. Vecdi Gönül bizim tanıdığımız, mülkiyeli bir ağabeyimiz, kendisine de rica ettim, ciddiyetle üzerinde duracağını söyledi, biz yazı da kendisine yazdık. Demek istediğim şu; çok sorunlarımız var. Dışımıza dikkat etmezsek çok çabuk uygulamaya geçecek tepkiler oluşabilir. Bu tepkilerin oluşmaması için öncelikle yaptığımız işi iyi yapmamız lazım ve yaptığımız işi herkese iyi anlatmamız lazım. Yıl sonunda üç tane kaleme bakıp, imza atıp, para almadığımızı, çok büyük

20

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI emekler verdiğimizi, mükelleften başlayarak, çeşitli kuruluşlardan kamuoyuna kadar anlatmamız lazım. İki yardımcıya muhasebe tutturuyorsunuz dünyanın parasını alıyorsunuz diyen insanlara nelerin yapıldığını anlatmamız lazım. Toplumda bir uyuşmayı, uzlaşmayı sağlayamazsak, oluşan tepkilerden, çok zarar görürüz. Değerli arkadaşlarım, bugün temelini attığımız bina, biraz evlenenle ev yapanın Allah yardımcısıdır anlayışı ile başlanılmış bir binadır. Bütçeye konulan bir 50 milyar var, TÜRMOB’un şu ana kadar ödediği 45 milyardır. Belki bir 30-40 milyar daha TÜRMOB ödeyebilir, ama ondan sonra bir şey yapması mümkün değil. Onun için odalarımızın, üyelerimizin bu noktadaki katkılarını bekliyoruz. Gerçekten ihtiyacımız olduğu için söylüyorum. Bina gündeme gelinceye kadar hiç paradan bahsetmediniz dendi, gerçekte para konularında, birlik payını niye ödemiyorsun falan dememişimdir. Para konularını konuşmaktan özel hayatımda da konuşmam, resmî hayatımda da hoşlanmam; ama, bu para bulunmazsa bu camiaya yaraşır bir binayı yarım bırakırız. Bu konuda özellikle istirham ediyorum, rica ediyorum, sizler örgütçülükte, meslekte çok tecrübeli arkadaşlarımsınız, bunun yolunu, yordamını bilirsiniz. Bu katkıları bir türlü sağlarsınız. Üyelerimizden özel katkısı olacaklar varsa, belli meblağı aşıyorsa binanın girişine adını da yazarız, yani her türlü teşvik müessesesine açığız, yeter ki, o parayı bulalım ve o para da helal kaynaktan gelmiş olsun. Değerli arkadaşlarım, gündemimiz sıkışıktır. Gündemimizin 3 üncü maddesi daha vardır. O da genel kurulların sonuçları ve seçimlerle ilgilidir. Öyle zannediyorum ki, bir başkanlar kurulu yapma şansına bir kez daha genel kurula kadar sahip olamayabiliriz, elbette bölge toplantılarını arkadaşlarımız yapıyor, yetişebildiği-

21

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

mize katılıyoruz, diğerleri oluyor, birliğe gelen arkadaşlarımızla konuşuyoruz, sizler aranızda konuşuyorsunuz, odaların seçimleri doğal olarak bittiğine göre birlik seçimleri de 13-14 eylülde yine Altınpark’ta yapacağız. Çok fazla vaktimiz yok. Bu konuyla ilgili olarak, seçim konusunda bizim bir şey söyleme hakkımız yok. Çünkü, seçecek olan, belirleyecek olan sizlersiniz, onun yöntemlerini sizler biliyorsunuz. Belki kolaylık ve netlik getirmek açısından şunu söylemekte yarar var, pek çok arkadaşımın isteği ve arzusu üzerine aday olacağımı tekrar tasvibinize sunuyorum. Bu benim kişisel kararımdır, takdir sizlerindir, değerlendirme sizlerindir. Her türlü seçime siz karar verirsiniz, kimi seçeceğim diye aranırsanız ben de varım diye düşünüyorum. Değerli arkadaşlarım, belirtmek istediğim noktalar bunlar. Hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

Uğur BÜYÜKBALKAN TÜRMOB Genel Sekreteri - Genel Başkanımıza yapmış olduğu açıklamalardan dolayı teşekkür ediyoruz. Değerli konuklar, çalışmalarımızı bundan sonra basına kapalı olarak yapmayı planlamış bulunuyoruz. Bu konuda basın mensubu arkadaşlarımızdan anlayış bekliyoruz. Teşekkür ederiz. Buyurun Sayın Genel Başkanımız.

22

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Değerli meslektaşlarım, gündem çerçevesinde söz isteyen arkadaşlarımıza söz vereceğiz. Önce Sayın Türker, 2 nci madde ile ilgili çerçeveyi çizsin, sonra da Sayın Pişkin, 2 nci konuyla ilgili kısa bir bilgi versin. Sayın Masum Türker, buyurun efendim.

Masum TÜRKER TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı - Sayın Genel Başkanı, değerli meslektaşlarım; aslında bugün tartışacağımız konu, mesleğimizin kuruluşundaki 3 üncü adımın bizim ellerimizle yerleştirilmesi konusudur. 227 nci madde çıktığı zaman birçok kesim meslektaşlarımız kendi aralarında farklı boyutlarda değerlendiler. Gerek Maliye Bakanlığında bu işle ilgili olan kişilerin, gerekse bizim meslektaşlarımızın konuyu farklı değerlendirmesi sonucu tam 2 yıl sonra başladığımız noktaya tekrar geliyoruz. Bu konu ilk defa 2 yıl önce Afyon’daki bir toplantıda ele alınmıştı. Şimdi, Anayasa Mahkemesinin kararı aslında mesleğimizin 227 nci deyince, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir değil yeminli mali müşavirlik için de alınacak olan bir kararın lehimize çıkması şeklinde düşünülüyordu. Anayasa Mahkemesine giderken kriterleri tespit edebilmek için Danıştay’ın savunduğu, iddia ettiği konuları tasarı ile görmek gerekir. Danıştay yaptığı savunmada burada kişinin isteği dışında bazı meslek mensuplarına mecbur bırakıldığını, ayrıca özellikle şu cümleyi okumak istiyorum; serbest meslek mensubudurlar, görevli icabı işledikleri suçlardan dolayı suçun niteliğine

23

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

göre Türk Ceza Kanunu’nun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılması öngörülmesi kamu görevlisi sayılmalarını gerektirmez. Bunların yapacağı denetim, devletin denetim hakkını da... deyip devam ediyor. Buradaki denetim kavramını biraz daha genişi olan, devlet adına gerçekten yapılan, tasdiki de içerecek şekilde 227 nci maddenin iptalini isterken, üsteki maddeleri sıralıyor, ama bizim mesleği ilgilendiren kısmı, Anayasanın 128 nci maddesine aykırılığını gösteriyor. O takdirde ister ihtiyari olsun ister olmasın, 227 nci madde iptal edilseydi, hem tasdik mecburiyeti veya ihtiyariliği devreden kalkacaktı ve hem de SM ve SMMM’liğin bu konudaki imza mecburiyeti ortadan kalkacaktı. Danıştay yorumunu okuduğumuz zaman -detaylı olarak burada var- 227 nci maddeyi denetim çerçevesinde ele alıp değerlendirmeliyiz. Bu noktada bıraktığımız zaman, 1994 yılında dağıtıp, sizlerin tetkikine sunduğumuz nokta, bu konuyu 3 noktada mütalaa etmiştik. Birincisi, vergi beyannamelerinin imzalanması zorunluluğunun getirilmesi hukuki midir, Anayasaya aykırı mıdır diye tartışmıştık ve bu tartışmada defter tutma mecburiyetinin getirilmesi halinde Anayasaya aykırı olacağını, kişinin hak ve özgürlüklerini engellediğini, yani Anayasanın 48 inci maddesine aykırı olduğunu, buna karşılık vergi beyannamesinin, vergi idaresi adına incelenerek imzalanması halinde, bir ön denetimden geçirilmesi halinde, Anayasaya aykırı olmayacağını, bu hakkın devredilebileceğini, Danıştay’ın özellikle üzerinde durduğu 128 nci maddeye aykırılığın orada söz konusu olmayacağını incelemiş ve savunmuştur. Bu noktadan çıktıktan sonra ikinci üzerinde durduğumuz nokta ki, bugün o noktaya geldik; vergi beyannamesinin imzalanması işlemi nasıl yapılacaktır. Bu 227 nci madde ile ilgili 2 nci temel sorun buydu. Sorduğumuz üçüncü temel sorun da, vergi beyannamelerinin imzalanmasından doğan sorumluluk idi, yani 227 nci maddenin çıktığı günden bugüne kadar tartışıl-

24

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI ması, kararlaştırılması üzerinde mutabık kalınması gereken bu 3 nokta idi. Bir nokta bizim irademiz dışında gelişti ve Türkiye’nin en büyük yargı organı olan Anayasa Mahkemesi tarafından, TÜRMOB’un görüşleri doğrultusunda, 6’ya 5 bile olsa, bu konu, bizim görüşümüz doğrultusunda tecelli idi. Şimdi, konu iki noktada oluşuyor: Birincisi, vergi beyannamesinin imzalanması işlemi nasıl olmasıdır, diğer bir nokta ise hukukiliğidir. Hukukilik ve sorumluluk kısmını benden sonra konuşacak olan değerli arkadaşım Musa Pişkin bey izah edecekler. Size dağıtılan notlarda da var, bunun çalışması başlatılmıştır. Biz 227 ile ilgili olarak bugüne kadar sizlere 2 farklı not dağıttık. Şu kitapçık dışında Çeşme toplantısında tartışmaya açtığımız ve bunun uygulamasını birkaç odada yaptığımız ön denetim tekniğidir. Bu 2 konunun dışında, bize yön verecek çalışmalardan birisi, Ankara YMM oda başkanı Sayın Raşit Alpay tarafından size sunulan bildiridir. Orada bu işe biraz daha açıklık getiriliyor, 227 ile 12 nci maddenin de mukayesesini koyarak, birbirleri içinde nasıl ayrışacağına dikkat çeken ipuçları var. Bir başka dip not, bizim bu çalışmayı yaparken, Sayın Veysi Seviğ’e hazırlattığımız 3 üncü nottur ve TÜRMOB’un Anayasa Mahkemesine sunduğu rapordur. Şimdi burada genel hatları ile sayarak geçeceğim, ama geçmeden evvel bir konuya da açıklık getirmek istiyorum; çünkü, bu açıklığı getirme mükellefiyeti bugün burada hem yeminli oda yöneticileri hem SMM oda yöneticileri olduğu için dile getirilmesi gerekir ve önümüzdeki genel kurulda her iki meslek grubu için de ayrı kararlar alınması gerekir ki, sorumluluk açısından. Şimdi, bunu getirirken biraz bir ucu, Sayın Pişkin’in başlayacağı noktaya atıfta bulunmak açısından söylüyorum, 227 nci maddeyi incelediğimiz zaman 3 gruptan oluşuyor. 1 inci grup, 1 ile başlayan maddedir. Vergi beyannamelerinin SM, SMMM ve YMM’ler tara-

25

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

fından defterlere uygunluğu, defterlerin de kendilerine dayanak teşkil eden belgelere uygunluğu açısından imzalanması mecburiyetini getiriyor. Burada dikkat edilirse, istenilen; uygunluk denetimi, yani şekli denetimdir. Yalnız beyannameyi verirken, ekindeki bilanço ve diğer tablolar defterin kapanış kayıtlarına uygun mudur, defterin kapanış kayıtlarına esas olan dönem başı, dönem içi hareketlerin dayanaklarına uygun olup olmadığıdır. İkinci maddesi ise, biraz daha farklı bir grup olan YMM’lik mesleğinin kısmi tasdikleriyle ilgili ayrıntıdır. Orada ise, getirilen denetim türü, bu uygunluk denetiminden, yani şekli denetimden ayrılıyor, doğruluk denetimine doğru gidiyor. 3 üncü kısım, buraya kadar numara verilmemişse de 2 fıkra bittikten sonra bu 2 husustan dolayı bizlerin yükleneceği sorumlulukları belirtiyor. İşte burada baktığımız zaman bizi 2 denetim türünün tanımında, hem doktrinde, yani bu konuda yazılmış, çizilmiş kitaplarda hem Danıştay kararlarında hem Maliye Bakanlığının bu amaçla yayınladığı eğitim kitaplarında, 2 farklı denetim türünün çerçevesini çizme mecburiyeti ortaya çıkıyor. Bu çerçeveye baktığımız zaman şekli denetim olayların fiziki, yani fiili durumla uygunluğu şartı aranmamaktadır. Faturayı kesin kişinin mevcut olup olmadığını araştırmak, onun hakkında tahkik yapmak, onu bu malı zamanında ve nasıl tespit edip etmediğine bakmak, firmanın yazışmalarına bakmak gibi muhasebe dışındaki konularda bu konuda bir sınırlama yoktur. Nitekim, bu konuda eski disiplin kurulu üyemiz Sayın Şeker’in -Bursa’daki mali müşavir üstadımızdır- hazırladığı vergi incelemesi kitabına baktığımız zaman, kendisi de bundaki şekli uygunluk denetimini aynı şekilde yansıtmakta, ama bir farklılık daha getirilmektedir. Şekli denetim vergi revizyonundan daha geniş, yani vergi revizyonu demiştir. Bu açıklamayı niye yapıyoruz? 1 inci maddeyi okuduğumuz zaman, ilk görünüşte sanki yalnız muhasebe ilke ve kurallarına uygunluk araştırılması gibi

26

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI imaj var. Halbuki buradaki muhasebe ilke ve kurallarına uygunluk araştırılırken, muhasebe ilke ve kurallarının da vergi idaresi ile bağlantısını, 3 üncü şıkta vergi ziyanına bağladığı için, o zaman buradaki şekli uygunluk denetiminin, vergiyi uygunluk açısından da olması gerekir. Belgelerinin Vergi Usul Yasasında belirtilmiş kurallarda hazırlanması, belgelerin alındığı muhasebe kayıtlarının değerleme ilkelerinin Vergi Usul yasasındaki kurallara göre yapılmasıdır. O zaman buradaki uygunluk denetimimizin gövdesi ikiye ayrılır. Birincisi, bilanço çıkarıldığı noktaya kadar muhasebe ilke ve kurallarına uygunluk araştırılacak, geliştirmek zorundayız. İkincisi, muhasebe ilke ve kurallarına göre çıkarılmış bilançodan vergi matrahına geçmeği gerektirecek sürecin de saptanmasını gerektiriyor. Bu iki denetim türü, uyguluk denetimi olup, yeminli mali müşavirlik mesleğinin tasdikinin yapılmasında gerekli olan yönetimin, yalnız bir parçasıdır. YMM’lerin, Maliye Bakanlığı tarafından hem 12 nci maddeye dayanarak, hem de kendi yönetmelik ve tebliğleri ile talep ettiği doğruluk denetimiyle ilgili bu amaca yönelik ciddi bir tanım vergi hukukundan evvel Rahmetli Kemal Tosun’un bir kitabında açıkça yazar. Doğruluk denetiminde fiili denetim şartı da aranır. Nedir? Fiziki denetim, size faturayı kesenin, aynı zamanda varlığının araştırılması, bu malın istenilen kapasitede olup olmaması, yani vergi hukukundaki diğer adıyla karşıt inceleme yetkisinin gerektiğinde kullanılması, karşıt incelemeyle beraber mütalaa edilmesidir. Burada doğruluk denetimin de denetim doktrinindeki adı, bu nedenle maddi denetim türüdür. Kuracağımız kurallarda eğer 227 nci maddenin vergi beyannamelerinin imzalanması adıyla, ilkeler saptayacaksak, şekli uygunluk denetimi dışında, bir ilke koyamayız. Eğer tam tasdik ya da kısmi tasdikle ilgili ayrıca bir kurallar manzumesi yapılacaksa, o takdirde orada da maddi denetim türü olan doğruluk denetim kurallarını saptamak lazım. Burada sizlere yaptığımız açıklama-

27

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

nın nedeni şu; yapacağımız çalışmada Vergi Usul Yasasının 227 nci maddesine göre çalışma usul ve esaslarını yapamayız, çünkü yaptığımız zaman a ve b şıklarını yapmak zorundayız. Siz vergi beyannamelerinin imzalanması için uyulacak çalışma esasları, eğer gerekirse bilahare Sayın Pişkin açıklamasından sonra belki YMM odaları ile bu konuda bir mutabakat sağlayıp, oradaki müşterek ve müteselsil sorumluluğu sınırlandırabilmek amacıyla, kurallara bağlayabilmek amacıyla, kendi savunmamızda kullanabilmek için böyle bir mecburi meslek kararını, oradan oluşturulacak tekniğe uygun bir şekilde ayrıca almanızda yarar var. Bu noktaya baktığımız zaman, 227 nci madde ile ilgili yapmamız gerekeni belirtmek istiyorum. Biz burada ön denetim tekniği derken, işin salt denetim şekli olmasından kaynaklanıyor. Salt şekli denetim olunca, faaliyetlerin devamı süresince değil, doğruluk denetiminde, şu anda tasdikte faaliyetleri devamı boyunca, YMM’lerden denetim talep edilmektedir tasdik amacıyla; burada şekli denetimde, yani siz meslektaşlarımızın beyannameleri hazırlaması aşamasından itibaren isteniyor. Yıl içerisinde, 6 ncı ayda, 5 inci ayda, bize geldikleri takdirde bize geldikleri takdirde, buradaki uygunluk denetimini, şekli denetim kriterlerini saptarsak, o takdirde bizim bu vergi beyannamelerinin imzalanmasından dolayı sorumluluğumuz daha doğmamış olacaktır. Burada ön denetim tekniği dememizin nedeni, hep söylenir durur, Israil’de yeminlik adına anlatılırdı, Meksika’da böyledir diye, uluslararası ilişkilerimizde bu yasa metinlerini getirdik, tercüme ettik, neler yapıldığını gördük ve orada anlatılan işin YMM’lik mesleğinde yapılan işlere eşit olmadığını, onun daha dar kapsamlı olduğunu, altında olduğunu, şekli denetime yönelik olduğunu ve bizim 227 nci maddeye uygun olduğunu gördük. Meslek örgütünün oluşturduğu görüşlere göre Israil’de beyannamenin verildiği anda vergi beyannamelerinin

28

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI imzalanması mecburiyeti vardır ve imzalamadan beyannameyi Israil vergi dairesi kabul etmiyor. Meksika’da farklı, beyannameyi veriyorsunuz, beyannameden sonra o yılın ekim ayına kadar meslek mensubunun bu konudaki vergi beyannamesini teyit edip etmediğini görüşlerini yansıtan raporuyla ilgili ilişkiyi arıyor. Bu ön denetimden amaç, Maliye Bakanlığı bunu kabul etmiyor, gözden geçirme, şekli denetim olarak istiyor. Konuya böyle baktığımız zaman, bizim yapacağımız çalışmada şekli denetimle ilgili olarak ileride eğer doğruluk denetimi için yapacaksak, doğruluk denetiminde de aynen böyle yapmak mecburiyetindeyiz. Bizim meslektaşlarımızın yüz yıllardır çeşitli ülkelerde bununla ilgili buldukları sınıflandırma yöntemidir. Yeniden Amerika’ya keşfetmemek için onların çerçevesinde koyuyoruz. Birincisi, meslek mensuplarına ilişkin standartlardır. İkincisi, denetim sahasına, vergi beyannamelerinin imzalanmasına ilişkin çalışmalarla ilgili standartlardır. Üçüncüsü de, imzaya ilişkin, yani raporlamaya ilişkin standartlardır. Şimdi, burada bu standartları saptarken, birinci standart artık Anayasa Mahkemesinde onaylandı, mahkeme dedi ki, vergi beyannamelerinin SM, SMMM ve YMM tarafından imzalanması Anayasaya aykırı değildir. Hukuk maddesi yerine oturdu. Buna göre Maliye Bakanlığı ne yetkisini kullanıyor; bu beyannameleri şimdilik SM, SMMM ve şunu diyebilir, meslek grupları için emrediyor diyor. Burada 1 incisini dediği zaman, kimi tarif ediyor, bizim meslektaşımızı. Meslektaşımıza ait meslek standartları 3568 sayılı Yasada ruhsat almaya ilişkin standartlar ile bizim çalışma usul ve esaslarındaki, titizlik, mesleki özen, meslek mensubunun ahlaki değerleri vesaire gibi daha evvel tanımlanmış standartlardır. Burada problem yok. Ancak kanun metninde ikinci bir bölüm var. Diyor ki, meslek gruplarını tayin etmeye yetkilidir, yani çalışma alanlarımızı belirlemeye yet-

29

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

kilidir. İşte burada çalışma sahasını Maliye Bakanlığı revize edip, avukatları tutmazsa, hayır tutmaz da hepsini alırsa, o zaman bu çalışma sahasında bizim uygulayacağımız çalışma teknikleri önem kazanıyor. Değerli arkadaşlar, böyle bir kararın; birinci olarak işletme defteri ve serbest meslek erbabı açısından ayrıca belirlememiz gerekir; çünkü, orada usul çok basittir ve biz hep zoru önce anlatıyoruz, bugün basitini de söyleyerek yapmamızda fayda var. İşletme esası defterinde taraflar şu şekilde bakar, altındaki evraklar bakılır şeklinde bir kararı tekniğiyle oluşturmamız gerekiyor. İkincisi, şahıs şirketleri bakımından meslek sahasının ve denetim sahasını belirlememiz lazım. Şahıs şirketleri bakımından şöyle hatırlatma yapmak istiyorum, bu bireysel şahıs firmasıdır, iki kişinin adi ortaklığıdır ya da kolektif şirket gibi, aslında görüntüsü sermaye şirketi, ama sonuçta vergilendirilmesi şahısların beyannamesinde gözüken firmalar için ayrı bir tanım getirmemiz gerekiyor, aynı kararın içinde farklılıkları en azından ortaya koymak bakımından. Sermaye şirketleri için zaten bizim bugüne kadar hazırladığımız teklif, büyük şirketleri içerir. Belki sınırlı sorumlu olan kooperatifler içinde, bu hazırlıkları içeren, daha basitleştiren, mesleğin tekniğini getirmemiz gerekir. Ayrıca, dernek, vakıf, benzeri kurumların çalıştırdıkları iktisadi işletmeler için bunu getirmeliyiz; çünkü, orada kâr amaçsız işletmelerin sahibi olduğu işletme türüdür onlar, kâr dağıtımı yoktur, ona göre getirmek zorundayız ve nihayet ortaklıkları için, orada anonim şirket diye mütalaa edilecek, ama vergilendirilmesi istenecektir. Buradaki bu ana bazlara göre bizim bugüne kadar söylediğimiz tekniklerdeki farklılaştırmaları yapmak mümkün, çok basit, yeter ki, esaslarında mutabık kalalım.

30

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Bunu belirttikten sonra bizim bu meslek kararında, aslında YMM’leri daha çok ilgilendirdiği için belki ayrı bir meslek kararı olmasına karar verip, ama hem 227 için hem ileride YMM’lerin faaliyetlerinde atıfta bulunmaları için denetimde örnekleme yöntemleri ve teknikleri diye bir meslek kararı almak zorundayız. Bir işletmenin içindeki işletme sayısı, fatura sayısı 10 bini geçtiği zaman, yılbaşından yıl sonuna kadar tümünün teke tek inceleme ve irdeleme olanağımız olmayabilir. Bununla ilgili teknik bilgiyi Çeşme’de sunduğumuz dip notta vermiştik, bizim meslektaşlarımızın, yabancı ülkelerde geliştirdiği 3-4 yöntem var. Bu yöntemlerden kabul ettiğimizi, hangisi ise koyup, ayrı belirlememizde fayda var, o tekniği koyduğumuz zaman, biraz sonra Sayın Pişkin’in anlatacağı sorumlulukta, çalışma ve usul esaslarını sınırlandırdığı için devreden çıkmış olur. Şimdi, bu denetimi aldıktan sonra bir de raporlamaya ilişkin standartları da burada içermek zorundayız derken, aklımıza şu gelebilir; biz zaten imzamızı beyannamenin üstünde atıyoruz. Rapor nereden çıktı diye akla gelir. Şimdi denetlediğimiz firmanın diyelim ki, değerlemeden kaynaklanan itilafımız oldu. Bir tane örnek veriyorum, dönem sonunda döviz yönünden alacakları işletme sahibi yeniden değerleme diyor, ama siz biliyorsunuz ki, onun muhakkak vergi usul yasasına göre Merkez Bankası hadlerine almak zorundasınız. Bu konuda da imzayı atmak zorundasınız. İşte bunu belirlemek için mutlaka şartlı rapor dediğimiz, bizim çalışma usul ve esaslarımızda, ben bunu imzaladım, ama şu şartla imzaladım demeliyiz, yani bugüne kadar yayınlanan tebliğlerde, meslektaşlarımızın sorduğu soru şu; ben bunu söyledim, sen niye kabul etmedin olgusuna karşı koymak için. Bu konuda gerekli olan teknikleri ben anlatmıyorum, çünkü bu tekniklerin en önemlisi, bizim çalışma usul ve esaslarımızda genel hatları ile tanımlanmış, bunlara ait çalışma kağıtlarının neler kapsaması gerektiği, denetim programı ayrıca

31

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

tarafımızdan hazırlanmıştır. O serbesttir, ama hazırlayacağımız bu meslek kararında son olarak şuna dikkat çekmek istiyorum. Biraz sonra Sayın Pişkin’in anlatacağı sorumluluğun sınırlandırılabilmesi için bütün bu faaliyetlerin içereceği çalışma kağıtlarının, çalışma programının yine bizim tarafımızdan tanımlanması gerekir ve o çalışma programlarının ve çalışma dosyamız, bizim alacağımız mesleki karara uygunsa, bize gelecek olan sorumlulukta, siz işi yapmadınız da şu kadar vergi ziyanı var dendiği zaman, biz meslek örgütünün Türkiye genelinde kabul ettiği kurallara uygun bakarak imzaladığımızı savunup, bu konuyu imza altına alabiliriz. Bu kısımda tekniğe girmedim. Bu konuda alınacak kararlara esas sorun ayrıntıdadır, ama sanıyorum ki, yeminlilik için özellikle tasdik standartları nasıl kabul edilmişse edilsin, yani burada heyetin, yani yarın SMMM’ler de YMM olacaklardır, onların uyacakları standartların savunmaya esas olabilmesi için mecburi meslek kararı olarak alınması yollarının çizilmesi halinde, müşterek ve müteselsil sorumluluk da bir ölçüde sınırlandırılmış olur. Teşekkür ederim. (Alkışlar)

Musa PİŞKİN TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi - Sayın Genel Başkanım, değerli TÜRMOB yöneticileri, değerli SMMM ve YMM odaları başkanları, değerli meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlarım. Değerli arkadaşlarım, sayıları 42 bini aşan meslek camiası mükerrer 227 ile 3568 sayılı Yasanın 12 nci maddesinin vermiş olduğu görevlerle toplumsal yaşamda gerçekten son derece önemli bir kamusal görev üslenmişlerdir. Bu görev muhasebe denetim

32

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI mesleğinin ifası suretiyle yapılacaktır. Bu görevin yapılmasında gösterilecek çalışmalarda kural bellidir, meslek bellidir, mesleğin tanımı bellidir, meslek muhasebe mesleğidir, denetim mesleğidir, tasdik mesleğidir. Mesleği ifa edecek olan insanlarda bu meslek camiasının mensuplarıdır. Şimdi, burada bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Bu mesleği ifa edecek olan meslek mensuplarının çalışmaları bütünüyle meslek tanımı içerisinde yer alan çalışmalardır, denetimdir, tasdiktir; ama, bu mesleğin ifasıyla birlikte ortaya çıkacak mesleki sorumluluk ve müşterek ve müteselsil sorumluluk uygulamalarının kriterini bu meslek odaları, bu meslek mensupları, bu meslek camiası tanımlamayacak, mali idare tanımlayacaktır. Böyle bir şey düşünülemez. Meslek hukukunun sorumluluk kriterlerini müşterek ve müteselsil sorumluluk kriterlerini işveren belirleyemez, bu meslek camiası belirler ve belirlemelidir. 5 yılık bir tasdik dönemi yaşadık, kısmı tasdikten tam tasdiki geçiş söz konusu ve 5 yıllık bir uygulamasını yaşadık. Bu konuda çıkarılan tebliğlerde YMM’lerin neler yapacağı, nelere dikkat edeceği her tebliğde açıklanmaya çalışılmıştır. İşte şunlara bakılacaktır, şunlar araştırılacaktır, şu kadar alt firmalara eğilecektir, şunlar yapılacaktır şeklinde hiç kuşkusuz, son derece haklı, son derece yekinde birtakım talepler var. İşveren kimdir Maliye Bakanlığıdır, bakanlığın birtakım talepleri olacaktır, şunlara veya bunlara da bak diyecektir, elbette bakalım, bakmazsan, seni sorumlu tutarım derse, yok böyle bir şey. Şimdi, mesleğin nasıl yapılacağı, mesleğin nasıl ifa edileceği, mesleğin kendi tanımında vardır. Mesleğin sosyal sorumluluk tanımında vardır. Mesleki titizlik ve mesleki ahlak tanımında vardır. Bunun çerçevesi ne olmalıdır, standardı ne olmalıdır, tanımlaması ne olmalıdır, bütün bunlar aslında mesleğin özünde vardır. Eğer bir beyanname imzalanması gibi

33

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

bir uygulamaya geçilmişse, bir tasdik uygulamasına geçilmişse, benim kanaatim odur ki, olması gereken odur ki, bu mesleği ifade edenler bunun standartların geliştirecektir. Tasdik standartları geliştirilmelidir, imza standartları, beyanname imzalama yetkisinin denetim standartları geliştirilmelidir. Şimdi, hiçbir şey düşünülemez ki, o şey uygulanabilir olmasın, yani uygulanabilir olmayan, hiçbir çalışma, yapılabilir olmayan hiçbir çalışma, tarifi nedeniyle kimsenin de kanaatimce sorumlu tutulması mümkün olmamak gerekir. Değerli arkadaşlarım, bu itibarla 5 yıldır Maliye Bakanlığı YMM’lerle ilgili görev ve yetkileri tebliğ ettikleri tebliğlerde, 3568 sayılı Yasanın 12 nci maddesinden hareketle işte birtakım sorumluluklar, aslında ben ona beklenti hukuku diyorum, yani beklenti hukukuna dayalı olarak sorumluluk anlayışı diyorum. Kanaatim odur ki, yasa olayın çerçevesini çizmiştir, işte bunlar yapılmalıdır, bunların yapılmamasından doğan vergi ziyanından bu işi yapmayan yeminli mali müşavir sorumludur diyor, mükerrer 227’de işte bunun ona, onun buna uyguluğu esastır, bunu yapmayan vergi ziyanına neden olan meslek mensubu sorumludur diyor, kanunun dışına çıkılmaması prensip olarak esas alınmalıdır. Mükerrer 227’de çok daha net tanım vardır, ama 3568’in 12 nci maddesinde net bir tanımlama yoktur. İşlemlerin doğruluğundan YMM’ler sorumludur denilmektedir. Şimdi, bunların çalışma usul, esas, denetim ve tasdik standartlarının meslek camiası tarafından geliştirilmesi ve gerçekten de bu mesleğin genel kurulunda karara bağlanması ve bu meslek camiasının bu denetim, bu tasdik standartlarına göre hareket etmeleri mecburiyetini de getirmemiz lazım. Buna uygun hareket etmeyen, gerekli mesleki özen ve titizliği göstermeyen, mevzuat bilgi ve uygulama becerisinde gerçekten yeterlilik gösteremeyen meslek mensuplarının tabiatıyla

34

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI neden oldukları bir kamu hukuku var ise, onun da telafisi son derece doğaldır. Bir meslek mensubu olarak işaret etmek istediğim husus odur. 5 yıl YMM’ler tebliğlerle öngörülen müteselsil sorumluluk tanımlamalarına doğrusu ve açıkçası şimdiye değin sızlanma dışında, sohbetlerde dile getirme dışında belki bireysel olarak bakanlık ve diğer birtakım ilgili merciler nezdinde hadiseleri dile getirmek şeklinde sorunlarını ortaya koymuşlar; ama, maalesef üzülerek ifade edeyim, bu konuda tasdik standartları, müşterek müteselsil sorumluluk hukuku kriterleri ve olması gereken, yani bir iş yapılacaktır, bir meslek ifa edilecektir, bu mesleğin ifa edilebilirlik sınırları vardır. İfa edilebilirlik sınırları nelerdir? Bunun dışında yapılması mümkün olmayan bir işten dolayı, meslek mensubunun sorumlu tutulması söz konusu olamaz. Bizim yapmamız gereken 5 yılık uygulama sonuçlarını da dikkate alarak mesleğin ifa edilebilirlik sınırlarının çerçevesinin çizilmesi, o çerçeve içerisinde müşterek ve müteselsil sorumluluk hukuku kriterlerinin geliştirilmesidir. Değerli arkadaşlarım, kesinlikle bunu Maliye Bakanlığından beklemeyelim. Maliye bakanlığı bu mesleğin nasıl yapılabilir olduğu konusunda görevli değil, yani o bir işveren olarak diyor ki, bana şunu yap ve doğru yap diyor. Bu yapılabilir mi, yapılamaz mı, ne ölçüde yapılabilir, bunun sınırı nedir, sonu nedir konularını pek irdelemiyor, direktif veriyor, kanundan gelmeyen birtakım yetkiler veriyor, YMM’ler şuna yetkilidir, buna yetkilidir diyor, yasadan almayan yetkilerle ifa edilmeye çalışılan bir görevden dolayı sorumluluk ne derece hukuku olur? Değerli arkadaşlarım, bütün bunları bu meslek örgütünün gerçekten tartışarak, gerçekten standartlarını geliştirerek, gerçekten çerçevesini çizerek ve hazırlıklı olarak malî idarenin huzuruna çıkmalıyız. Demeliyiz ki, bu mesleği ifa eden bizler, bu mesleğin ifa edilebilirlik sınırları

35

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

çerçevesinde yapılabilirlik ve yetki çerçevesinde bu noktada, bu çerçeve içerisinde bu mesleği ifa edebiliriz. Dolayısıyla tabiatıyla bizim sorumluluğumuzda bu çerçeve içinde olması icap eder. Bunu, bu meslek örgütü, bütün odaları ile, bilgili, deneyimli insanları ile, mutlaka yapmalıdır, mutlaka rapor üretmelidir, düşünce üretmelidir, standart üretmelidir ve bize bunu mutlaka intikal ettirmelidir. Bireysel meslek bilincinden gerçekten örgütsel meslek bilincine, bilhassa mensubu olduğum YMM odalarımızın ulaşması lazımdır. Bireysel bazda hiçbir sorumluluk çözülemez. Şu düzeltmede muvaffak olduk, şu mührü aldık, kesinlikle Maliye Bakanlığında muhatap bulunamaz, ama haksız muameleye tabi tutulan bir YMM’nin gerçekten haksız bir muameleye tabi tutulduğu, bu mesleğin duayenleri ve yöneticileri tarafından tespit edilirse, keyfi muameleye, keyfi uygulamaya tabi tutulan bir YMM’ye o odamız ve onun üst birliği TÜRMOB sahip çıkar, ama metinde de çok açıkça belirttiğimiz gibi mesleki yetersizlik içerisinde faaliyet sürdürüyor görülen meslek mensuplarının, yanlış yapan insanların hakkına ve hukukuna da bu meslek örgütü sahip çıkmaz ve çıkmamalıdır. O nedenle bireysel meslek bilincinden örgütsel meslek bilincine ve eğer boğulacaksa bir meslek mensubu, bunu Maliye Bakanlığı boğmamalıdır. Bu mesleğin kendi disiplin mekanizmaları boğmalıdır, bu mesleğin kendi içsel dinamikleri, denetim mekanizmaları boğmalıdır, ama haksız muameleye muhatap kalan meslek mensubuna da bu bütün tabanı ve tavanı sahip çıkmalıdır. Bizim hakkımızda, meslek mensubu hakkında birkaç kişi tebliğ yazarak veya öngörerek hüküm vermemelidir. Bu çerçeve içerisinde bazı oda başkanlarımız daha Anayasa Mahkemesi kararı yayınlanmadı, Danıştay bunun üzerinde kararını değerlendirmedi, sonra mali idare bu konuda yeni düzenle-

36

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI meler yapmadı, neden bu konu gündeme geliyor diye sorabilirler. Aslında hazırlıklı olmamız lazım. Kanaatimce şimdiden bu çerçeve içerisinde bilhassa uygulama sorunlarını yaşamış, uygulama sıkıntılarını yaşamış YMM’lerin TÜRMOB’a gerçekten destek olması lazım, gerçekten üretimlerini bize sunmaları lazım. Biz onların gerçekten sorunlarına, sıkıntılarına sahip çıkma noktasında sonuna kadar çalışıyoruz, ama bizi bilgisiz bırakmasınlar, biz Maliye Bakanlığı koridorlarında, kokteyllerde, 25 tane müşavirin mührü alınmış, öteki işleme konulmamış, dedikodu, duyum vesaire ile bu mesleği yönetemez. Bu meslekte hakkıyla yöneticilik hakkında iddiada bulunmasın, yani dedikodu ile bu işi götüremeyiz, varsa öyle bir şey, o YMM’linin raporlarını alacağız, sahip çıkacağız, inceleyeceğiz, irdeleyeceğiz, disiplin mekanizmalarını çalıştıracağız, haksız ve keyfi muameleye muhatap olduğu noktasında, bunu temayüz eden meslek camiası eğer vicdani kanaate ulaşırsa ona da sahip çıkacağız. Aksi olursa da onu tecrit edeceğiz. Şimdi, bu çerçeve içerisinde gerçekten üretmek gerekiyor. Bu yeni dönemde özellikle SM ve SMMM’ler ve YMM’lerin de müşterek müteselsil sorumluluk hukukuna girmesi nedeniyle bu konuda dikkat oluşturacağız. Bizim önerimiz gerçekten birer sorumluluk hukuku masası oluşturulmasıdır, birer ünitenin oluşturulmasıdır. O konuda bağımsız denetim yapan meslek mensuplarımızın, gerek vergi işi yapan meslek mensuplarımızın, başına gelen birtakım problemler, sorumluluk uygulamaları söz konusu olduğunda, derhal o hadiselere yönelip, oradan alınacak bilgileri değerlendirip, ne yapılması lazım gelirse, o yolda hareket etmek, sorumluluk hukukun, denetim ve beyanname imzalama standartlarının kriterlerinin geliştirilmesi konusunda sürekli bir çalışma yürütülmesinin uygun ve gerekli olacağına inanmaktayız. Bu yolda

37

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

özellikle şuna da işaret etmek istiyorum. Tabiatıyla sorumluluk merkezi tespiti denetim elemanları tarafından yapılıyor. Şimdi, mesleğin nasıl ifa edileceğine dair standartlar tam olarak oturmamışken, sadece vergi ziyanı noktasından hareketle merkezi denetim elemanları bu standart sorumluluğu belirliyorlar. Burada da bir uygulama birliği sağlamak lazım. Her maliye müfettişi, hesap uzmanı, gelirler kontrolörü, denetmen bu insanların eline de bir şablon değil, ama bir ilkeler manzumesi, bir müşterek müteselsil sorumluluk hukuku kriterleri manzumesi dizesinin de verilmesi lazım. Böyle yorumladım, öyle olur mümkün değil. İdarenin, yargının ihtilaflı konularında, örneği müteselsil sorumluluk nasıl yapılacaktır, bu konuda bir uygulama beraberliği mutlaka sağlanmalı ve bu anlamda inşallah önümüzdeki dönemde bunların da katılacağı, Danıştay üyelerinin vergi mahkemelerinin üyelerinin ve maliye teftiş heyeti, hesap uzmanları heyeti, gelirler kontrolörleri, Gelirler Genel Müdürlüğü mali hukuk profesörlerinin de katılacağı çok kapsamlı bir sempozyumla bunun kriterlerini ortaya çıkarmamız lazım. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Teşekkür ederim.

Murat KOĞACIOĞLU İzmir YMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, sayın divan, değerli meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüyorum ki, buraya yeminli oda başkanları bir fırça yemeğe çağrılmış. Sayın Musa beyin konuşması gerçekten ilginç bir konuşma. Şundan dolayı ilginç, bir kere 5 yıldır YMM’ler tasdik raporu yazıyor ve bu 5 yılın belli bir birikimi var

38

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI ve Musa bey sanki biz yeni tasdik raporu yazmaya başlayacağız ve bunun standartlarını, şeklini yeni belirleyeceğiz ve bu sorunlar sanki yeni ortaya çıkıyor ve TÜRMOB birden bire bunların farkına varıyor, daha önce YMM’lerin hiç sorunları yoktu ve YMM odaları sızlanma dışında başka hiçbir şey yapmıyorlar gibi son derece düzeyli bir konuşma yaptılar. Şimdi, bir kere Masum beyin konuşmalarını da yanıtlamak istiyorum. Mükerrer 227 nci maddenin, özellikle beyanname imzalama bölümü, temelinde kaçak muhasebe tutulmayı önleyen bir yasa maddesidir, gerekçesi de budur ve buna bütün kalbimizle katıldık. Ancak, baştan da bu beyanname düzenleme olayı, defter tutma ile paralel götürüldü, oysa asıl olay, dünyadaki uygulamada böyledir, defter tutmak bir uzmanlık işi değildir. Uzmanlık işi beyanname düzenleme işidir, beyanname eklerini düzenleme işidir. Dolayısıyla defter tutmadan bunu ayırmak lazım. Eğer bir meslek mensubuna her durumda beyanname imzası geliyorsa, bir süre sonra defter de gelecektir. Defter tutan meslek mensupları için söylüyorum. Dolayısıyla bunu bu şekli ile ortaya koymak lazım. Baştaki yanlış da buydu, yani avukatların üstümüze gelişinin nedeni de buydu. O nedenle asıl hadisenin beyanname imzası olduğunu ortaya koymak gerekir ve bu beyanname imzasının da tutulan defterler doğrultusunda beyannamenin düzenlendiği şeklinde sınırlandırmak lazım. Eğer defterden ayırırsanız, yani defter tutmanın sorumluluğundan ayırırsanız, beyanname düzenleme imzasını, işte o müteselsil sorumluluk olayı da kendiliğinden daha açık hale gelir ve Masum beyin birkaç yıl önce hazırladığı, o denetim raporunu, hele hele uygularsınız, bugün işte 5 yıldır Maliye Bakanlığı ile boğuştuğumuz ve ucu belli olmayan müteselsil sorumluluk kavramında, olayında istediğiniz kadar mesleki

39

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

karar alın, mecburi meslek kararı alın, bugün Danıştayın verdiği YMM’lerle ilgili KDV uygulamasında müteselsil sorumlulukla ilgili kavramlar, bütünüyle sorumlu olduğuna dairdir. Maliye Bakanlığı ile uzun süre tartışmalarımız oldu ve Maliye Bakanlığı anladı ki, bu müteselsil sorumluluk kavramı kısıtlandı, yani bu konuda uzun süre mücadele etti ve Maliye Bakanlığı bir yere geldi; ama, yargı bir yere gelmiyor. Yargı diyor ki, bu konuda ben müteselsil sorumluluk lafını olabildiğince genişliğinle anlarım. Dolayısıyla bir mecburi meslek kararı alınacaksa, yargı organlarıyla bunun ön çalışmasını yapmak gerekir. Aksi halde ne yaparsanız yapın, yargının eline düştüğünüz zaman şu anda YMM’lerle ilgili verilen kararlar sınırsızdır, yani müteselsil sorumluluk kavramında. Dolayısıyla yargıyla da bunun baştan tartışmasını yapmak lazım. Bu konuda, işin pratiği vardır. Eğer rapor yazma olayı, bilanço çıktıktan veya çıkma aşamasından beyanname verinceye kadar süre aşamasında ön denetim de deseniz, uygunluk da deseniz, rapor yazma, Masum beyin getirdiği genişlikte mümkün değildir, felç edersiniz mesleği, bunu çok net söylüyorum, yani bu biçimde koyarsanız, mesleği felç edersiniz ve yazılan raporlar nedeniyle de meslek mensuplarını altından kalkamayacak sorumluluk altına sokarsınız. Yargıyı aşamazsınız. Çünkü, biz aşamıyoruz. Müteselsil sorumluluk lafına, ister ön denetim deyin, ister doğruluk denetimi deyin, kolay kolay müteselsil sorumluluk olayı aşılamaz. Bu konuda şu anda TÜRMOB ile YMM odaları arasındaki geçmişteki ilişkilere girmek istemiyorum, bu çok uzun bir olay, ama eğer YMM odaları bu halde ise, yani hırsızın hiç mi kabahati yok fıkrasındaki gibi TÜRMOB biraz da kendisine baksın, eğer biz bu halde isek ve de sızlanma dışında da çok şey yapıyoruz ve yaptık.

40

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Bir nokta da şu; bu rapor düzenleme hangi koşullarda rapor düzenleniyor, ön denetimde de olsun, yani geçmişteki birikimlerimize dayanarak şunu söylüyorum; ille meslek mensubunun rapor yazma diye bir zorunluluğu yoktur. Biz KDV raporu yazarken ya da tam tasdik raporu yazarken, kuşkuya düştüğümüz anda rapor yazmayız, yazmamamız gerekir. Ille meslek mensubu rapor yazacak ya da beyanname imzalayacak diye bir koşul yoktur. Burada oturulur, hangi koşullarla niye rapor yazmadı niye beyanname imzalanmadığı belirtilir, ille böyle de bir zorunluluk yoktur, rapor yazmanın gerekçesi bu da olamaz. Teşekkür ederim.

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Teşekkür ederiz... (Bu bölüm mikrofon açık olmadığı için yazılamamıştır)

Davut AYDIN Eskişehir YMM Odası Başkanı - Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; ben ilk kez aranıza katılıyorum bir oda başkanı olarak. Şimdi, bugün sabah bir olayı izledik, ikinci olayı burada gözlüyoruz. Kuruluşu 8 yıl önce başlayan sivil toplum örgütü temel atıyor ve yeni binasına kavuşuyor, bu sen derece önemli bir hadise. Çünkü, sivil toplum örgütleri öyle 5 - 6 yıl gibi bir sürede ve hele de Türkiye gibi bir yerde belli bir noktaya gelmek kolay bir iş değil. Büyük organizasyonlar, insanlar artan zamanlarını gelip buraya verebiliyorlar, profesyonel yönetim henüz oturmamış,. Yeni kurulmuşsunuz, 5 - 6 yıl gibi

41

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

bir dönemde yeni binanıza kavuşacaksınız. Bu kolay iş değil. İllerdeki diğer sivil toplum örgütlerine bakın, 1932 yılında kurulan halkevleri bile yerini alabilmiş, ama binasını yapamamış, bugün TÜRMOB ile birlikte ortak arazi tahsis ederek bina yapabiliyor, bu olumlu bir gelişme. Bu açıdan emeği geçen herkesi burada kutluyorum ve başarılar diliyorum. İkinci olay, burada örgütün artık kendi kendine yönetecek kararları getirmesi olayıdır. Zaten sivil toplum örgütlerinin diğer kuruluşlardan ayıran özellik de budur. Bu kuruluş 42 bin kişisi ile kendi odalarını kurarak, kendi kurallarını koyarak kendi kendini yönetebilir duruma gelmesi lazım. O açıdan Masum bey ve arkadaşları yeni bir çalışma ortaya koydular, bu da bana göre son derece olumlu bir gelişme. Geliniz bundan sonra bu çalışmaları destekleyelim, burada bize görev düşüyorsa, biz Eskişehir Odası olarak görevi hazırız, her türlü ekonomik desteği vermeye, uygulama desteğimizi de aktarmaya hazırız. Gelin bu çalışmaları daha ileri noktalara götürelim; çünkü, işletmecilikte bir şey var;sıfırı bir yapmak bir yapmak gerçekten çok zordur, ama kuruluş olarak biri on yapmak gerçekten çok daha kolaydır. Bundan sonra yapılacak iş, el birliği içerisinde, birlik ve beraberlik içerisinde hadiseyi istenilen hedeflere götürüp mesleği itibarlı bir konumda tutmaktır. Hepinize teşekkür ederim. (Alkışlar)

Mehmet ERDEM Bolu SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, TÜRMOB’un değerli yöneticileri, değerli meslektaşlarım, sayın oda başkanları; hepinizi saygıyla selamlarım.

42

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Biliyorsunuz 1 nolu genel tebliğ ile 227’deki imza ile geldik. 1 nolu genel tebliğ Türkiye genelinde büyük fırtına koparttı, bu fırtınanın içinde bütün meslek gruplarımız çalkalandı ve Türkiye genelinde bütün odalar bizim karşımızdalar. Niye; Türkiye’deki vergi denetimini üslenmemiz durumunda ortaya çıktı. Özel sektör parasını verecek ve hem de sen onu vergi yönünde devletin kamu kesiminden daha iyi bir şekilde denetleyeceksin. Örnek verirsek, ola ki, eylülden sonra akşamdan sabaha kanunlar çıktı Türkiye’de, vergi kanunları da onlarla birlikte çıktı, ama 1982 yılına gelindiğinde, vergi kanunu çıktı, vergi muafiyetleri hadleri yükseltildi, Türkiye’deki vergi götürülük sayıları fazlalaştırıldı, yani bir yere çomak sokarken, oraya bizler maşa olurken biraz daha dikkatli düşünelim. Biraz daha toplumdaki, odalardaki kriterimizin, çalışmalarımızın nereye gideceğini çok iyi düşünelim. Bugün TÜRMOB’un sayın yöneticileri çok iyi hazırlanarak gelmişler, Musa bey, bizlerin 3568 sayılı Yasanın 12 nci maddesine göre olması gereken çalışmalarımızın kriterlerini tespit etmemizi, kriterimizi ortaya koymamızı ve bir kurum olarak da kendi kendimizi cezalandırmamızı öneren bir çalışma ortaya koydu. Bugün bilemiyorum YMM’ler gerçekten müteselsilen çok zordadırlar, imzaladıkları her şeyden sonuna kadar sorumludurlar. Niye emin olarak söylüyorum, kendim de bir YMM ile çalışıyorum, gerçekte kılı kırk yararak çalışıyor. Günde 10 cilt kesen bir firmanın bir yılda kesilen faturalarını teker teker incelemesi imkansız bir şey, bunu yapmaya kalktığı zaman yapamıyor. O halde sorumluluk, YMM ile SM ve SMM ile paylaşılmalı, ama bunlara giderken birden kriterler veya Maliye Bakanlığının çıkarmış olduğu YMM’lerle ilgili müteselsil sorumlulukları ortadan birden kaldıracak bir çalışma içine girersek tekrar toplumun tepkisini alırız.

43

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

227’deki imza mecburiyetine gelince; biraz önce konuşan YMM’li arkadaşımız, şunu söyleyeyim, bu kürsü hür düşünceleri belirterek doğruyu bulur. Siz düşüncenizi belirtirsiniz, bizler söyleriz, diğer arkadaşlarımız söyler, kamudaki veya diğer taraflardaki kişiler de düşüncelerini söylerler, doğruyu veya yanlışı o zaman görürüz. Gerçekten size ben de katılıyorum. 227’deki SM ve SMMM’lerin imza yetkisinin asıl amacı, kaçak muhasebeciyi ortadan kaldırmaktır. Türkiye genelinde kaçak muhasebeci olayı çok fazladır. Bizim asgari ücretlerimiz taşrada tavan ücretidir. Büyük şehirlere bilmiyorum. Böyle bir durumda, SM veya SMMM’nin rapor hazırlamaya girmesi, ileriki yıllar için çok güzel bir çalışmadır, ama bu çalışmaları yapalım, ama ilk önce Maliye Bakanlığının bugünkü ortamda 227’ye nasıl baktığını görelim. Bugün açıklamalar vardı, ben siyasi hükümetleri eleştirme pozisyonunda değilim, çünkü onun yeri başka yerdir, ama bir açıklama görüyorsun basında, deniyor ki, geçici vergiyi kaldıracağım. Demek ki, bir çalışma içindeler. Bunu görmeden SM ve SMMM’lerin bir rapor hazırlama içerisine girmesini, prensipler dahilinde olmasını erken karşılıyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Teşekkür ederim.

Salih Bayraktar Aksaray SMMM Oda Başkanı - Muhterem Genel Başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, değerli oda başkanlarımız; hepinizi Aksaray Odası Başkanı olarak hürmetle selamlarım. Sözlerime değerli başkanımızın değerlendirme ve sunuş konuşmasındaki görüşlerine teşekkür ederek başlamak istiyorum.

44

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Değerli başkanımız, bu hükümetin kuruluşundaki gelişmeleri gayet olgunlukla karşıladıklarını belirttiler, basında izlediğimiz kadarıyla birçok sivil toplum karşı çıktı, üniversitelerden tutun da birçok kuruluş karşı çıktılar ve vatandaşın verdiği oya saygı duymadılar, ama bizim teşkilatımızın böyle bir durum içerisinde olması, gerçekten bizleri sevindirdi. İkinci bir husus, değerli arkadaşlarım bugüne kadar birçok oda başkanları toplantısına katıldık, hepsinde de gördüğümüz şu oldu; YMM odalarımızla TÜRMOB arasında bir sürtüşle var. Bu sürtüşmeyi lütfen önleyelim. Bu birliğe hepimiz sahip çıkmaz isek, SM, SMMM ve YMM olarak birlikte TÜRMOB Genel Merkezine sahip çıkmazsak, kendi davamıza sahip çıkmadığımızdan dolayı diğer kuruluşlar da elbette ki bizim davamıza sahip çıkmazlar. Her toplantıda YMM odaları ile TÜRMOB arasında tartışma çıkıyor. TÜRMOB genel merkezini aşarak YMM’li arkadaşlarımız Maliye Bakanlığı nezdinde çalışmalar yaptıkları ve bazı kararları yayınlattıkları dile getirildi ki, yanlıştır, fayda sağlamaz, birliğimize zarar verir, bizlerin toplumda ezilmesine ön ayak olmuş olursunuz. YMM’lerden istirham ediyorum, bu sürtüşmeleri kaldıralım, birliğe hep birlikte sahip çıkalım ve böylece camiamızı ve mesleğimizin daha fazla gelişmesini temin etmiş olalım. Üçüncü meselemiz; Danıştay tarafından durdurulan tebliğlerin uygulanmasıdır. Gündeme gelecektir. Anayasa Mahkemesinin verdiği karar çerçevesinde bu tebliğler yeniden gündeme gelecek. Maliye Bakanlığı yeniden tebliğler hazırlayacak ve yürürlüğe konulacaktır. Sayın Başkanımızın belirttiği gibi bunların kademeli bir uygulaması söz konusu oluyor. Bazı meslek kuruluşlarının veya meslek mensuplarının beyannamelerini imzalamak değil, esnaf kesiminin beyannamelerini imzalamak gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bence bu bir tavizdir. Tavizi verdiğiniz zaman bunun

45

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

sonu gelmez. Sonucunu almak da çok zorlaşır. Eğer bu uygulama yapılacaksa, hiçbir meslek kuruluşuna, serbest meslek vesaire, esnaf sanatkar, sanayici gibi tamamını içine alması gerekir. Bir kısmını verelim, bir kısmını imzalayalım, bir kısmını imzalamayalım dersek, bu tavizin sonucunu almak çok zordur ve bu delinir, bu deliğin kapanması da çok zordur; çünkü bir gemi delindi mi, o su artık onun içerisine girer ve onu batırır. Böyle bir tavize gitmeden mücadelemizi yetkili merciler kanalıyla yapalım, çalışalım ve kararı alacaksak, kademeli değil, imza atma yetkisini bütün beyannameler için bence almak en uygunudur. Diğer bir husus ise, arkadaşlarımız burada sorumluluklarla ilgili geniş bilgiler verdiler. Değerli arkadaşlarım, önümüzdeki birkaç ay içerisinde birlik yönetim kurulu seçimleri olacak. Geçmiş toplantılarda da söylemiştim, gerçekten bugünkü yönetimin çalışmasını takdirle karşılıyorum ve kendilerine de teşekkür ediyorum. Ancak, bir hususu belirtmek isterim, yönetim kurulunun yaygınlaştırılmasında mutlaka fayda vardır. Bu birliği Ankara, İstanbul, İzmir gibi 3 odanın inisiyatifinden kurtarmak zorundayız. Eğer bu 3 oda bu yönetim kurulunu teşekkül ettirecek olursa, geçmiş seçimlerde böyle olmuştur. O zaman bu yönetim bir yerde belli odaların güdümüne girmek suretiyle karar verir, onlardan gelecek istikamette karar almaya yönlendirilirler. Dolayısıyla delege sayısı bu odaların çoktur, ama delege sayısını baz olarak kabul edersek, Anadolu’yu hiçe saymak olur, Anadolu’yu hiç saymak da bize zarar verir. Onun için mutlaka ya bölgesel üyelikler vermemiz gerekir veya başka yöntemler bulmak suretiyle, birliğimize seçilecek arkadaşlarımızın bilgi ve becerilerini göz önüne alarak iyi arkadaşlarımızı buraya getirmeliyiz ve hem de Türkiye’nin tümünü temsil edecek şekilde yönetim kurulunun seçimini yapmalıyız. Bu duygularla

46

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI hepinize teşekkür ederim. Yeni seçilen arkadaşlarıma da görevlerinde başarılar dilerim ve tekrar seçilip gelen arkadaşlarımıza da başarılar dilerim. Hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlarım. (Alkışlar)

Raşit ALPAY Ankara YMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, meslek odalarının çok değerli başkanları; bugün burada konuşmaların sonunda hepinize Ankara’ya hoş geldiniz demek için söz almağı düşünüyordum, ama yıllardır bir türlü halledilmediği görülen meseleyi burada çok net oda görüşü olarak ele aldığım için biraz erken aldım. Bugün burada yapılan konuşmalarda YMM’lerle SM ve SMMM’ler arasında bir mesele yeniden sanki alevlenir gibi oldu. Odamızın net görüşünü söylüyorum: Ne TÜRMOB ile ayrılığımız vardır ve de değerli meslek grubu odaları ile bir ayrılığımız vardır. Burada bir değerli arkadaşımızın bir ön çalışmasın sunmasını, YMM’lere fırça atılması şeklinde değerlendirilmiş olmasından da üzüntü duyuyorum. Böyle bir şeyin olmadığına inanıyorum. Görevi aldığımız günden bu güne, yürütmekte olduğumuz meslekte birlik anlayışının da, sanıyorum yerleşmesi gerektiğine inanıyorum. Hepinize teşekkür ederim. (Alkışlar)

Bayram HAMİŞ Gaziantep SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkanım, sayın TÜRMOB yönetim kurulu üyeleri, sayın oda başkanlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlarım.

47

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Gaziantep Odası Başkanı olarak sözlerime başlamadan hepinizi selamlarım. Bugünkü gündem okundu, 227 nci madde ve en önemli konu seçimlerle ilgili olduğu için ve zaten TÜRMOB başkanı aday olduğunu da açıkladı, Gaziantep Odası Başkanı olarak bir şey demiyorum, kendilerine başarılar diliyorum. Şu anda benim çok büyük sıkıntım var. Sıkıntım şu; Gaziantep’te 685 tane odama kayıtlı üyem var.330 tane de serbest çalışan arkadaşım var. 1.5 aydan bu tarafa Maliye Bakanlığı tarafından gönderilmiş teftiş kurulundan 3 tane müfettiş arkadaş var, bu arkadaşlarımız bizim 330 tane serbest çalışan arkadaşlarımızın defterlerini incelemeye aldı. Şu anda 110 tanemizin defteri vergi dairesinde, kendisine yardımcı olan 5 denetmen arkadaşımızda. Bu konuyu önceden gittim, oda başkanı olarak neden incelemeye aldığını sordum, cevap alamadım ve bu konuyu TÜRMOB’a telefon açarak, Sayın Başkanımla konuştum, bu konuya gerçekten yakınlık gösterdiler, bu konuda bize Musa Pişkin de yardımcı olmuşlardır; fakat bir türlü bu defterlerimizin neden istendiğini, burada bir art düşünce olduğunu düşünüyorum. Şu anda da burada bir toplantımızın olduğunu tüm üyelerimiz biliyorlar. Eğer burada bana yardımcı olunmazsa, meslektaşlarımızın hepsinin dilekçeleri hazırdır, bağımlı çalışmak için müracaat edecekler ve serbest çalışma işlemini ortadan kaldırarak, maliyeyi terk edecekler. Bugün burada bu konuyu yine Masum beyle görüştüm, akşam belki bu konuda bana yardımcı olacaklar, bu konuda siz oda başkanlarına dile getirdim, bugün benim başımda, yarın sizin başınızda olabileceğini düşünerek dile getirdim. Eğer bu konuda yardımcı olacak arkadaşlarımız varsa, lütfen bizim odamıza yardım etsinler, bu derdimize çare bulalım. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

48

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; sözlerime başlarken İçel Odası Başkanı Ahmet Akın olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli meslektaşlarım, böylesine önemli bir toplantıda genel arifesine geldiğiniz şu günlerde buradaki toplantı kürsüsünün, konuşma kürsüsünün boş kalması, gerçekten bu meslekte heyecanın, bu meslekte tansiyonun, bu meslekte amacın ne kadar çok düştüğünün bana göre en belirgin göstergesidir. Değerli arkadaşlarım, elbette mesleğimizin başlangıç yıllarında olduğu gibi bir heyecan ve koşuşturma içerisinde olunmaması doğal karşılanması gereken bir olay. Bugün mesleğimizin ve meslek mensuplarının yasamız çıktığı günden beri kat etmiş olduğu mesafe bize göre yadsınamayacak çok önemli bir mesafedir. Bu yıllar içerisinde emeği geçen tüm meslek mensuplarımıza, tüm yöneticilerimize ve başta TÜRMOB yönetimine teşekkür ediyoruz. Değerli arkadaşlarım, ancak burada tespit etmiş olduğum ciddi bir konuyu da sizlere aktarmadan geçmek istemiyorum. 6 yıl geçti, yönetimler seçildi, odalarımız kuruldu, önemli bir mesafe aldık diyoruz; ancak, ne kadar çok bunu böyle söylemiş olsak bile, geriye doğru şöyle bir baktığımızda, hâlâ mesleğin tanımının ne olduğunu, gerçek anlamda bilebilmiş değiliz. Ben burada gerek kişisel özel sohbetlerimizden, gerekse burada, gerek TÜRMOB yöneticilerinin, gerek değerli oda başkanlarımızın yapmış olduğu konuşmalardan, bana göre çıkartmış olduğum tespittir, yanlış da olabilir. Değerli arkadaşlarım, öncelikle şunun bilincine varmak zorundayız. SM, SMMM ve YMM’lik mesleği bir bütündür. Biz, bütün

49

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

bu unvanları bir hiyerarşik yapı içerisinde görmüyoruz, bütün bu unvanları sadece ve sadece bir bütünün parçaları, bir görev dağılımı olarak görüyoruz. Bu görevin sınırları yasalarla, tebliğlerle çizilmiştir. Ancak, bütün bunları düşünürken, bazı noktalardaki endişelerimi de dile getirmek istiyorum. SM ve SMMM mesleğinin gidebileceği nokta belli, eğer kendinize güveniyorsanız, hazırlanabiliyorsanız sınava girersiniz YMM olma hakkı sizin önünüzde duruyor. Bu hakkı hiç kimse sizin elinizden alamaz ve bizim yasamızla getirilen uygulamada da, belki batı ülkelerinde olmayan bu işin sınavlarının 7 kişilik bağımsız bir komisyon tarafından ve TÜRMOB yöneticileri de var, üniversitelerden ve Maliye Bakanlığından da görevliler vardır. Bu çağdaş bir uygulama. Biz odalarla yasalarımızı, mesleğimizle ilgili yasayı, ne kadar çok eksiklikleri olursa olsun, ne kadar çok yanlışlıkları olursa olsun, diğer meslek örgütlerinin, diğer sivil toplum örgütlerinin yasalarını incelediğimiz zaman gerçekten çağdaş anlamda bir şeyler kazandırılmak istenen bir yasa olduğunu görüyoruz. Bu benim şahsi görüşüm. Değerli arkadaşlarım, burada SM; SMMM ve YMM’nin sorunlarını tartışıyoruz, çıkış yolları aramaya çalışıyoruz, ama hiçbir şekilde de böyle yıllardır toplandık, aylardır toplandık, somut önerileri de bu güzel toplantılara, bu güzel platformlara taşıyamıyoruz. Eğer bir arkadaşımız güzel bir örnek çıkarıp, ortaya koyduysa, bana göre onu hepten yok farz etmek yerine, bu çalışmanın, bu ürünün neleri bizim mesleğimize faydalı olabiliri tartışmamız gerekir, yani bütün sorunlarımızda ve bu sorunların çözüm yollarında ortak noktalar neler olabilir, hangi noktalarda buluşabiliriz, bunun bu platformlarda tartışılması gerekir. 14 eylülde TÜRMOB’un genel kuruluna gideceğiz. Yeri gelmişken hemen söylüyorum, dileğim bu genel kurulda TÜRMOB yöneticilerimiz gündemde olmayan,

50

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI genel kurul gündeminde olmayan maddeleri lütfen genel kurulda görüştürmeyelim. Biz, Içel Odası olarak, eğer böyle bir olayla karşılaşacak olursak, bir yıl önce mesleğin yararlarını düşünerek es geçtik diyelim, ama bundan sonra müsaade etmemeğe çalışırız, gücümüz yettiği kadar. Değerli arkadaşlarım, burada konuşulup, gidileceğini düşünerek biz belirli bölge odaları olarak almış olduğumuz kararları sizlere ulaştırdık sanırım, birçok odaların tamamına göndermeye çalıştık, yine sadece ve sadece TÜRMOB genel kurulu ile ilgili olarak bölge ve hatta Türkiye çapında da denilebilir, yöneticilerimiz de davet edeceğimiz, sanırım 15 Ağustosta Kahramanmaraş’ta genel kurula giderken nasıl bir yönetim istiyoruz gündem maddesi ile odalarımızı toplantıya çağıracağız. Bunları şunun için söylüyorum; TÜRMOB yönetiminde A şahsı olmuş, B şahsı olmuş, hiç önemli değil bizim için, isterse bir tek ilden 9 kişi olsun, o da sorun değil, ama biz şunu istiyoruz ve diğer bölge odalarımızın da buna katıldığını sanıyorum, gerçekten TÜRMOB yönetiminde aktif olarak çalışacak, bu mesleğin bilimsel ve ahlaki standartlarını benimsemiş insanların bizi temsil etmesini istiyoruz. Genel görüşümüz budur, ama tabii genel kurulun iradesine saygımız sonsuzdur. Yine yüce karar organı genel kurula katılacak olan birlik temsilcileridir. Değerli arkadaşlarım, 227 nci madde ile ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Gerçekten mesleğimizde kilometre taşı diyebileceğimiz dönüm noktası bir uygulama, biz bu mükerrer 227 nci madde ile ilgili olarak çıkartılan 1 ve 2 nolu tebliğlerin yanlış olduğunu, kanun çerçevesini aşmış olduğunu, yetki aşımı yapılmış olduğunu, 23 Şubat 1995 tarihinden beri, tebliğ çıktığı günden beri yırtınarak, çaba göstererek anlatmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili yazılı bildiriler sunduk, fakslar çektik, 11 martta Mersin’de yapılan

51

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

oda başkanları toplantısında dile getirildi, ama maalesef derdinizi anlatamadık, ama şunu da söyledik; yanlış hesap Bağdat’tan döner, eğer bir hukuk devletinde isek, çıkacak olan tebliğlerin, kanun çerçevesine uygun olması gerekir. Yetki aşımı yapılmamış olması gerekir. Biz, mükerrer 227 nci madde ile ilgili çıkacak tebliği, Resmî Gazetede görerek öğrenmek istemiyoruz. O tebliğ belki TÜRMOB yönetimini de ilk çıkan 1 nolu tebliği Resmî Gazetede gördü, bizle birlikte öğrendi, ama doğrusu neyse, o yasada ne yazıyorsa, o kadar güzel bir yasa ki, madde madde çok açık bir şekilde, yoruma bile yer vermeyecek şekilde sıralamış, lütfen bunu uygulayalım ve bu konuyla ilgili olarak TÜRMOB yönetimine destek verecek kurum mu oluştururuz, bir komite mi oluştururuz, bunu en kısa zamanda teşkil edelim ve bütün oda başkanlarımız zaten görüşlerini yazılı olarak yönetime bildirmişlerdir, bununla ilgili yasaya uygun tebliğ ya da tebliğleri yürürlüğe koyalım. Biz, mükerrer 227 nci maddeden neler bekliyorduk, bunları 5 madde halinde sıraladık. Bunlar TÜRMOB yönetiminin de görüşleridir, sadece benim görüşlerim değil. Tam Tasdik olayını da katarak söylüyorum ki, mükerrer 227 nci madde diyor ki, sahte ve muhtevası itibariyle yanıltıcı belge kullanmayı önleyecektir ve diyorduk ki, vergi kayıp ve kaçaklarını asgari düzeye indirecekti. Yine diyorduk ki, kayıt dışı ekonomi ile devamlı şikayet ettiğimiz konuda, mücadelede bize bir hedef, bir mesafe kazandıracaktı ve yine Türkiye çapında tek düzen bir muhasebe sisteminin anlayışının uygulanması konusunda yardımcı olacak diyordu ve belki de bizler için en önemli diyebileceğim, yani kişisel çıkarlarımızı ön plana çıkartırsak, her mükellefe muhasebeci mecburiyetini yaşama geçireceğini söylüyordu. Şimdi, aradan yaklaşık 2 yıl geçti, bu amaç ve hedeflerden hangileri ne oranda gerçekleşti?

52

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Arkadaşlar, TÜRMOB yönetimi ve odalar olarak bunun bir tahlilini yaptık mı? Belki şunu söyleyebiliriz, kısmen de olsa korsan muhasebeci de demiyorum onlara, çünkü çoğu odamıza kayıtlı bağımlı çalışan üyelerimiz tarafından tutuluyordu, bunlarda ciddi firmaların ciddi defterleri vardı. Bunların bir kısmı yine ruhsatlı bürosu olan odalarımıza, kayıtlı meslek mensuplarımıza geldi. Mersin’de yaptığımız tespitler bu şekilde olmuştur. Peki, mükerrer 227 nci madde, sahte ve yanıltıcı belge kullanmayı önledi mi, vergi kayıp ve kaçaklarını asgariye mi indirdi? Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede bize hedef mi gösterdi, bize yardımcı mı oldu; olmadı. Neden olmadı? Bunun tek bir nedeni vardır. Siyasal otoritenin bu olaya bakış açısı tek nedenidir. Eğer siz götürü vergi uygulamasını her gün genişletmeye kalkarsanız, eğer siz işletme defterinin hadlerini her yıl mümkün olduğu kadar artırmaya kalkarsanız, diğer istisnalar, şunlar bunlar ayrı, yani bunları bir kenara bırakın, üniter vergi sistemine geçişi sağlamaya çalışacak, iradeyi gösterecek bir siyasi otorite yoktur. Bunların hiçbirinde biz başarı kazanamayız. Zirai kazanç, Türkiye’nin bel kemiği, yani zirai kazançtaki vergi kayıp ve kaçağı, hangi sektörde var? Siyasal iktidarlar oy kaybı nedeniyle, buna eğilmezler, eğilecek cesareti gösteremezler. Burada YMM’li üstatlarımız var, Adana, Mersin, Antep ve Hatay da çok uygulanan bir zirai yaş sebze ve meyve ihracatı var, Türkiye’nin, Avrupa’nın deposu olduk. Değerli arkadaşlarım, düzenlenen müstahsil makbuzlarının yüzde 95’inin sahte olduğu, yani hiçbir mükellefe ait olmadığı bir uygulamada, nasıl denetim yapacaksınız, nasıl imza mecburiyetini uygulayacaksınız. Uygulayamazsınız. Gelirler kontrolörü var, hesap uzmanları var, Mersin’de toplam 14 kişidir bunlar. Devamlı inceleme yapıyorlar, bizleri çağırıyorlar ve müstahsil makbuzu ile sen 500 milyar liralık mal girişi yapmışsın, şunları çağır da ifade-

53

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

lerini alayım diyorlar. Bunları ben bulamam ki, siz nasıl bulacaksınız, bunların yüzde 95’i sarı çizmeli mehmet ağa, ne olduğu belli değil ki, nasıl bulacaksınız diyorum. Değerli arkadaşlarım, bu çok büyük bir kapasitedir. Ondan sonra da işte seni sahte belge kullanmaktan suçluyorum, bu işi nasıl yaptın, savcılığa veririm diyor. Nasıl yaptığımı söyleyeyim, bakın A firmasının YMM’li mali müşaviri var, denetim tasdik firması var, temsili söylüyorum, bir meslektaşımdan bunu isteyen bir hesap uzmanı ise, hesap uzmanının tasdik sözleşmesi yaptığı firmayı örnek veriyorum, bak A firması nasıl yapmışsa, ben de öyle yaptım. İnceleme bırakılıyor. Eğer gelirler kontrolü ise, biliyoruz bunlar hangi firmaların tam tasdiklerini yaptıklarını. Şu firma nasıl yaptıysa ben de öyle yaptım diyorum. Maliye müfettişi yok, Mersin’de tam tasdik yapan maliye müfettişi olmadığı için onlara pek örnek vermiyoruz, zaten maliye müfettişleri de Mersin’e pek gelmiyorlar. Şimdi, bu gerçeklerin hepsini bir tarafa bırakırsak, bütün bu sorunları gayri ciddi bakan bir siyasal otorite ile karşı karşıya kaldığımızı düşünürsek, bu mesleği nasıl yapacağız, niye tartışıyoruz, hangi denetim ve tasdik sözleşmesini tartışıyoruz, hangi imza mecburiyetini tartışıyoruz!.. Lütfen gerçekleri görelim. Önce bizim yapmamız gereken bu siyasal otoritenin kim olursa olsun, şimdi öyle veya böyle güvenoyu almış bir hükümet var, bu olaylara ciddi bir şekilde bakmasını sağlamak, yani bakınız şu konuda endişelerim var. Çok ciddi bir şekilde bakacaklarını sanmıyorum. Refah Partili çok değerli milletvekillerimiz var, Maliye Bakanımız var, onlara soruyoruz, ne olacak bu vergi sistemi, bu meslek nereye gidecek, tam tasdik ne olacak, vergi de neymiş, varlığı, serveti olan vergi ödesin deyip, işin içinden çıkıyor; yani, Refah Partisinin vergi olayına bakış açısı sonucu budur. Vergi de

54

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI neymiş, serveti olan vergi ödesinmiş. Bu gerçeklerle karşı karşıyayız, bu gerçekleri gözardı ederek, belirli bir yere varamayız. Değerli arkadaşlarım, mükerrer 227 ile ilgili SM, SMMM olarak zaten çalışma kağıtlarımız var, bunların firelerini hesap ediyoruz, yabancı paralarının değerlendirmelerini yapıyoruz, yani o işlerin hepsini yapıyoruz, dosyasını tutuyoruz. Şunu öneriyoruz; madem bunları yapıyoruz, özellikle sermaye şirketlerinde başlamak üzere, neden bunların adına ön denetim mi derseniz, ne derseniz deyin, işte bunları yaptım, benim çalışma kağıtlarımın özeti budur deyip, vergi dairesine niye sunmayalım. Değerli arkadaşlar, sunulabilir. Ön denetim raporu dediğimiz olay da, işte burada saatlerce tartıştığımız, bizim sorumluluk çizgimizin ne olduğunu ifade eder. Ben, eğer mükellef biliyor mu, siz yüzde kaç fire uygularsınız diye, mükellef biliyor mu, yabancı para borcunuzu ne kadar kurdan değerlendiriyor. Hiçbirisini bilmiyor. Zaten bu çalışma kağıtlarımız dosyalarımızda mevcut. Bu şekilde çalışan bir meslek mensubu zaten meslekte başarılı olamaz,bir yere gidemez. Bunları üç, beş sayfalık da olsa bir ön denetim raporunu ekleyip, vergi beyannamesiyle birlikte verelim. Işte size somut bir öneri. Masum Türker’in çalışmalarını da kutluyorum, yani bir üründür, kötü de olsa bir üründür, öyle de olsa, böyle de olsa bir üründür. Biz bu çalışmaları eleştirirken, kendi ürünlerimizi de ortaya koyuyoruz. Somut ürünlerimizi ortaya koyalım. Hiçbir şey ortaya koymadan dedikodu ile bu işler yürümez. Teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

55

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Mehmet ÇELİK Ankara SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkanım, çok sevgili meslektaşlarım, değerli oda başkanları; 13 Haziran 1989 3568 sayılı yasanın dünyada geldiği gün. 26 Haziran 1996 42 bini aşkın meslek mensubunun inşallah bundan sonra yetki bayramı olur. 26 Haziran 1996’da hepinizin bildiği gibi Yüce Kurul olan Anayasa Mahkemesi mükerrer 227’yi değerlendirdiğinde ne Anayasaya, ne insan haklarına aykırı olmadığı yönünde karar verdi. Dolayısıyla yarım asırdan beri süren bir camianın önüne büyük bir ışık doğdu, bir umut doğdu. Neydi mükerrer 227, Maliye Bakanlığının belirleyeceği mükellef grupları ve beyanname çeşitleri itibariyle meslek mensuplarının imzasının getirilme mecburiyeti idi. Üzülerek gördük, 1995 yılında gerek 1 nolu genel tebliğ, gerekse 2 nolu genel tebliğde menfaat gruplarına ister istemez birtakım malzemeler verildi. Mükerrer 227’de bahsi geçtiği gibi ne defter tutma mecburiyeti vardı, ne de sözleşme yapma mecburiyeti vardı. Mükerrer 227, tamamen bakanlığın belirleyeceği beyanname ve mükellef gruplarında bir imza mecburiyetini taşıyor. Mükerrer 227’de tam tasdik de yok. Burada da bir hata yapıldı. Tam tasdik 3568 sayılı Yasanın 12 nci maddesinde mevcut, mükerrer 227’de yeminli mali müşavirlere yönelik şöyle bir olay geliştirildi; eğer mükellef birtakım muafiyet ve istisnalardan yararlanmak istiyorsa, bunun için yeminli mali müşavirin raporunun olma zorunluluğu vardır. Dolayısıyla mükerrer 227, sonuna kadar çağdaş ve ülke gerçeklerine uygun ve bu mesleğimiz için önemli ve bir o kadar da ülke için önemli bir madde idi.... Şimdi, gelinen noktada umut ediyorum ki, Maliye Bakanlığı 1994-1995’lerde düştüğü hataya düşmez, bugünden başlamak üzere bu yılın sonuna kadar ki, muhtemelen uygulama 1.1.1997 tarihi itibariyle başlayacağı için oturup bu düzenlemeyi

56

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI sil baştan yapması gerekir, yaparken de başta mesleki örgütümüz TÜRMOB odalarımızın ve bizlerin de düşüncelerini almak zorundalar. Değerli arkadaşlar, 25 Kasım 1994 tarihinde yine mükerrer 227’yi tartıştığımızda, orada oluşan bir komisyonumuz 2 Aralık 1994’te Balıkesir’de bir çalışma yaptı. O komisyon raporu ve mükerrer 227’nin neyi kapsaması gerektiği, nasıl olması gerektiği yönünde çok somut bir görüş TÜRMOB’a iletildi. Orada bizim anlatmaya çalıştığımız şu idi; KDV, muhtasar, gelir ve kurumlar vergileri beyannameleri olmak üzere tüm beyannamelerde bu imza mecburiyeti aranmalı. Çünkü, KDV diyoruz, hizmetin 12’de 1’i olarak algılanabilir, ama bir yerde oto kontroldür. Meslek mensubunu bir yıl kendi başına boş bırakıp, ancak beyanname döneme geldiği zaman geriye dönük işlem yapmak yerine, her ay düzenli kontrol ederek, tespitlerini belirleyerek iş yapması daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Her ne kadar bu konuda şu görüş ileri sürülebilir, zamanında da söylenildiği gibi meslek mensupları günü gününe defterlere kayıt yapmadıkları için böylesi bir şey başınızı ağrıtabilir denilebilir, ancak bu konuda Danıştay’ın da bir kararı var, bilgisayar disketine giren bilgiler, bu ihtiyacı telafi ediyor. Öte yandan müştereken ve müteselsilen sorumluluğun sınırlarını çok iyi belirlememiz lazım. Geçen bir oda ile konuşuyorum, müjde vereyim diyordum, mükerrer 227 nihayet Anayasa Mahkemesince lehimize sonuçlandı diyecekken, arkadaşlarımız dediler ki, biz bu sorumluluğu tartışıyoruz. Arkadaşlar, bir yerde bir yetki varsa, bu yetkinin sorumluluğu olacak; ancak, bizim burada algıladığımız sorumluluk, yasa maddesinde çok açık belirtilen sorumluluktur. Hele hele SMMM için o belgenin muhteviyatından sorumluluğu düşünülmese gerek diye düşünüyorum, ama birtakım muhasebe standartları var, kuralları

57

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

var, bu anlamda meslek mensupları da bu anlamda bu sorumluluğa katlanmak zorunda, aksi takdirde hem yetki, hem sorumluluk almayalım, bu hiç inandırıcı gelmez. Hep söylüyoruz, bu bir kamu görevi, kamusal görev icra ediyorsak, neticelerine de katlanmak zorundayız. Zaman zaman düşünüyorum, mükerrer 227’yi 2 noktayı içeriyor. Birincisi, 3568 sayılı Yasada olmayan, SM ve SMMM’ler için bir yaptırımı getiriyor, ikincisi ise, Türkiye’de mali idarenin bir sıkıntısını çözüyor. Yıllardır gelir idaresinde çalışan 45 bin memur, 3 binin üzerinde denetim elemanı ile Türkiye’deki denetim yüzdesi maalesef 2 veya 3’ü geçemedi. Biz 1990’lardan bu yana kendimizi öyle iyi anlatmış olmalıyız ki, ülkemizde bize bir yetki verildi, bu yetkinin beraberinde sorumluluk da verildi, dolayısıyla bu dönem biz ormana bakmalıyız, ormana gittiğimizde ağaçlara inmeyelim. Olaya daha genel bakalım. Eğer bir yetki varsa, bu yetkinin sorumluluğu da olacaktır. Şimdi, 2 Aralık 1994’te yaptığımız bir çalışmayı burada söylemek istiyorum; o gün orada bu meslek mensuplarının imzalarının, mühürlerinin taklit edilmemesi yönünde bir uygunluk denetim kaşesi geliştirmiştik, onun şekli de o günkü süreç içerisinde belirlenmişti. Bundan 20 gün önce TÜRMOB tarafından odalarımıza gönderilen bir yazı var, bundan böyle serbest çalışan SM ve SMMM’lerin de Darphane tarafından yaptırılan meslek mensubuna sadece bir numara ve mesleki unvanını içeren bir mühür verilecektir. Bu mühür bir farkı TC ibaresi var, amblem var. Bu camianın hakkı olsa gerek; çünkü, bugün temeli atılan binamızın maliyeti 200 milyarın üstündedir. Bu mecburi konulmalı, şunu dememeliyiz, dileyenler bunu edinebilir, bu basit bir çalışma ile Gelirler Genel Müdürlüğü nezdinde beyannamelerin arka tarafındaki imza yeri buna göre geliştirilebilir ve yapılacak bir düzenlemede bu mecburiyet getiri-

58

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI lirse, şöyle bir tahmin yapıyorum, 20 bin SM ve SMMM’nin büro olarak bu faaliyeti varsaydığını düşünüyorum, 8 milyonla çarptığınız zaman 160 milyar. İşte size bir hizmet binası geliri, hiç borç edinmeden, TÜRMOB yönetimi bu hizmet binasının yapımının üstesinden çok rahatlıkla gelebilir. Değerli arkadaşlar, öte yandan bir konuya değinmek istiyorum. Tam tasdik olan firmalarda -yeminli üstatlarımızda buradalarAnadolu’da bu sıkıntı yaşanıyor, buradaki arkadaşları tenzih ediyorum, mükellef tam tasdiki yaptırdığı zaman YMM’liye SMMM’li arkadaşlarımız devreden çıkıyor, 11 Mart 1995’te bunu Mersin odasındaki toplantıda da söyledik, YMM’li arkadaşlarla da görüştük, tam tasdik yapılan firmalarda, 3568’e göre bir meslek mensubunun olması YMM’li arkadaşımızı da rahatlatır. Buna özenle dikkat edilmesi gerekir diye düşünüyorum, çünkü ben de bu mesleği bir bütün olarak görüyorum, aradaki farklılıklar demeyeceğim, ama unvanlar bir görev dönüşümüdür diye düşünüyorum. Bu konuda mutlaka ve mutlaka duyarlı olunması, TÜRMOB ve yeminli odalarımızın tasdik yapan meslektaşlarımıza, üstatlarımıza bu konuyu hatırlatmalarında fayda var diyorum. Meslek böylesine kaynaşır, meslek böylesine daha da güç kazanır. Bu duruma da dikkat edilmesinde fayda var. Gelelim oda seçimlerine. 1996 yılı seçimleri genelde geçmiş yönetimleri tekrar iş başına getirdiler. Ankara’da çok ayrıcalıklı bir durum yaşandı, radikal anlamda partilerin, büyükşehir belediye başkanlarının bu meslek camiasına müdahaleleri oldu, sağduyu onların üstesinden geldi. Bu camia radikal anlayışlara birtakım karanlık güçlerin müdahalelerine inanıyorum ki, bundan böyle müsaade etmeyecektir. Ben aynı sağduyunun TÜRMOB seçimlerinde de olması dileği ile hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

59

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Yahya ARIKAN İstanbul SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, değerli oda başkanı arkadaşlarım; hepinizi İstanbul Odası adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Genel Başkanımız her zaman olduğu gibi konuşmalarının başında ülkenin siyasal yapısına değiniyor, bir oda başkanı arkadaşımız da bu anlamda teşekkür etti, gerçekten demokrasiye inanan insanlar olarak, demokrasi içerisinde oluşan böyle bir koordinasyonu saygıyla karşılıyoruz; ama, ben bir yurttaş olarak endişe duyuyorum. Sizlerin bu konuda endişe duyup duymadığınızı da bilemiyorum. Özellikle son yıllarda Türkiye’de sivil sıkıyönetim uygulanmaktadır. Somut örnek vermek istiyorum, bu konuda birçok odalardan da duyum alıyorum, meslek odası temsilcilerinin, isimleri, adresleri, ev adresleri istenmektedir, yani hazırlıklı olun bir gece ansızın veya sabaha yakın bir yerlere götürülmek için. İstanbul Odasına geldi. Değerli dostlarım, eğer bir ülkede birileri demokrasiyi araç olarak kullanmak istiyorsa, birileri bir ülkede insan haklarını ihlal ediyorsa, kusura bakmayın, ama muhasebe mesleği de gereken saygınlığı hiçbir zaman elde edemez. Mesleğin saygınlığı ve onuru bir ülkedeki demokrasi ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Birçok yerlerde dile getirdim, Anayasanın 135 inci maddesi, meslek odalarının tanımını yapmakta ve de özellikle meslek odalarının halka karşı olan sorumluluğundan bahseder; yani, şu anda bir koalisyon oluşmuş, demokrasi adına saygı ile karşılıyorum; ama, gerçekten bu koalisyon karşısında alınacak olan ekonomik hareketleri, önlemleri bu meslek camiası yakından takip etmek zorundadır, bu hepimizin görevidir. Birileri bir gazetede demokrasiyi araç olarak kullanmak istiyorlarsa, amaç olarak görüyorlarsa, sivil toplum ör-

60

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI gütlerinin uyanık olması gerekiyor. Biz İstanbul Odası olarak ekim ayından itibaren ki, birçok platformlarda dile getirdik, TÜRMOB’u ve özellikle Ankara, İzmir, İçel gibi ekonomik anlamda sorunu az olan odalarımızın da bu tip dosyalar üretmesi gerekiyor, ülke sorunları çözüm raporlarının hazırlanması gerekiyor. Ekim ayından itibaren insan hakları, güneydoğu, demokratikleşme ve gümrük birliği üzerine çözüm raporları hazırlanmakta, ümit ediyorum ekim ayı itibariyle kamuoyuna, halkımıza karınca kararınca bir şeyleri vermenin mutluluğunu yaşarız ve muhasebecilerin de en azından çeşitli konulara duyarlı olduğunu gösteririz. Bu konuda küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Görüşmeyi yaptığımız bilim adamı “sizin işiniz ne, bu iş hukukçuların işidir, insan hakları imiş, güneydoğu imiş, demokrasi imiş, bunlar sizin işiniz değil, ama size muhasebe camiasına şapka çıkartıyorum, gerçekten ülkedeki tüm sivil toplum örgütlerinin bu tip davranışlara ihtiyacı olduğu için sizi kutluyorum” dedi ve çalışmalarımızı da seve seve üslendiler. Saygıdeğer arkadaşlarım, ikinci olarak bu genel kurul öncesi YMM odalarının tüm temsilcileri katıldıkları için kendilerini kutluyorum. Gönül istiyor ki, odalar platformlarına tüm YMM odaları temsilcileri de katılsınlar; çünkü, 3568 sayılı Yasa çıktığından beri biz birçok arkadaşımın da dile getirdiği gibi mesleği bir bütün olarak gördüğümüzü, ama maalesef 6 yıldan beri birtakım kısır tartışmalar, çok samimi olarak söylemek gerekirse 1990’lı yıllarda biz de bu hatayı yaptık, TÜRMOB’u tanımama konuları ve ayrı bir yöntemle yola devam etmeleri, çok açıkça söylüyorum, bu ne YMM’lere ne de SMMM’lere güç vermeyecektir. Her geçen gün zayıflıyoruz. Gerçekten uygulamada, iş alırken, iş verirken hem YMM’ler haksız rekabet yapabilmekte, hem SMMM’ler haksız rekabet yapabilmekte. Mesleği bir bütün olarak görüyorsak, bu tip

61

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

platformlarda bir araya gelip, sadece SMMM odalarının sorunları değil, YMM odalarının da sorunları burada masaya yatırılmalı, ortak noktalarda birleşmemiz gerekiyor. Dileğim bu birliktelik devam etmeli ve bu sürtüşmenin bitmesidir. Bir diğer önemli konu ise, mesleki kararlara sahip çıkmaktır. Üzülerek izliyorum, oda başkanı ismi vermeme gerek yok, Karadeniz odaları toplantısında gördüm, aynı konuyu ben kendi odamda da gördüm, muhalefet eden arkadaşlarımız, mesleki kararları küçümseyen, hiçbir övgü getirmeyen bir anlayış içerisindeler. Eğer bir örgüt kendi mesleki kararlarına sahip çıkamıyorsa, o örgüte kimse sahip çıkmaz. Gelin şu mesleki kararlarımızı hep birlikte genişletelim; çünkü, 3568 sayılı Yasanın o kadar sorunları var ki, birçok yerde de dile getirdik, Parlamentodan yasa geçirmemiz mümkün değil, Maliye Bakanlığı ile yönetmelik çıkarmamız mümkün değil, hâlâ bir sınav ve staj yönetmeliği yayınlanacak, 2 yıldan beri bekliyoruz ki, daha bir sürü yönetmelik sırada, disiplin yönetmeliği dahi yayınlanmadı. İşte Eskişehir YMM oda başkanının yürekten katıldığım görüşüne, kendi mesleki kararlarımıza sivil toplum örgütü olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Mesleğin sorunlarını ancak bu şekilde aşabileceğimize inanmaktayım. Bu konuda çok fazla söz söylemek istemiyorum, özellikle Ankara Oda Başkanı Sayın Çelik birçok görüşleri dile getirdi. Burada görüşlerine katıldığımı belirterek, bu konudaki sözlerimi tamamlamak istiyorum. Mükerrer 227 konusu ise, ne derseniz deyin mükerrer 227’de muhasebe camiası önemli bir başarı elde etmiştir. Parlamentonun kabul ettiği bir yasa Anayasa Mahkemesine gidiyor ve Anayasa Mahkemesinde örgütlü gücümüzle 6’ya 5 bizim lehimize sonuçlanması, bu örgütün başarısıdır. Hukukçular maalesef iç burukluğu ile bu sonuca katlanıyorlar.

62

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Mükerrer 227’yi uzun uzun anlatmaya gerek yok. Zannediyorum birçok toplantılarda dile getirdik. Bir kere 1, 2 ve 3 nolu tebliğlerdeki Danıştayın yürütmeyi durdurma kararlarının ortadan kaldırılması gerekiyor, yani mükerrer 227’ye uygun yeni bir tebliğ çıkartılması gerekiyor. Sorumluluk tüm camianın ortak görüşü, mükerrer 227 uygun, bir uygunluk denetimi olsun şeklinde bir görüş var. Bu konuda Karadeniz Odaları toplantısında güzel bir sonuç elde edildi, Sayın Masum Türker yine burada da anlatıyor, bu konuda bir mesleki karar almakta büyük yarar var. Hem uygunluk denetiminin tekniği açısından, hem de sorumluluk boyutlarını belirlemesi açısından bir mesleki kararın alınmasında yarar var ve TÜRMOB bu konuda 14-15 Eylülde yapacağı genel kurulda mesleki kararlarla ilgili bir gündem maddesi oluşturması gerekiyor. Tabiî bu mesleki kararlar üzerinde, üzülerek görüyorum, bazı odalarımız iptal davaları açıyorlar. Samimi olarak söylemek gerekirse, örneğin 2 nolu mesleki kararda, İstanbul Odası olarak bizim de tasvip etmediğimiz hükümler var, ama bir meslek odası yöneticileri, kendi ürettiği bir mesleki kararı, bir yerlere dava açarak bu işin takibini yapmaması gerekiyor. Varsa sorun bu platformlarda tartışılır, bu platformlarda çözülmesi gerekmektedir. Gündemin son maddesine geliyorum, yani odalar birliğinin seçimleri üzerine. Tabiî şu anda birçok yerde toplantılar yapılıyor, özellikle seçim arifesinde bölge toplantılarını saygıyla karşılıyorum. Seçim arifesinde TÜRMOB yönetiminin bölge toplantılarını organize etmesi mümkün değildir. Demokratik yarış olacaktır ve her bölge bir araya gelip, kendi sorunlarını tartışacaktır. Özellikle İçel Başkanı Sayın Akın’ın nasıl bir yönetim istiyoruz adlı bölge toplantılarında, bilimsel ve ahlaki değerlere sahip yöneticileri seçmek istiyoruz diyorlar. Şimdi, gerçekten bu kavramı yadırga-

63

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

dım. Yöneticilerimiz elbette kendilerini savunacaklardır, ama yani şu anda seçilen insanlar bilim dışı, karanlıktan yana, ahlaki değerlerden yoksun mudur saygıdeğer arkadaşlarım. Burada oda yöneticisi arkadaşlarımızın kullandıkları kelimelere çok dikkat etmesi gerekiyor. Hepimizin bu meslek mücadelesinde birikimli, emek vermiş insanları seçmek görevidir. Bir başka oda başkanı arkadaşım “Anadolu’yu kucaklasın” diyor, İstanbul, Ankara, İzmir elini ayağını çeksin, Anadolu bir liste oluştursun diye beyan ediyor. Değerli arkadaşlarım, meslek örgütü kurulduğundan beri İstanbul odası olarak mesleğe duyduğumuz saygıdan dolayı hep küçük adımlarla yola devam ettik, yani delege sayımız fazla diye tüm yönetimler bizim olsun diye dile getirmedik, 1990’dan beri oluşan TÜRMOB organlarına şöyle dikkat edin, Anadolu’dan hemen hemen tüm arkadaşlarımız bu listelere girmiştir. En son yönetimde Hatay’dan bir temsilci var, Kayseri’den bir temsilci var, Ordu’dan bir temsilci var, Balıkesir’den bir temsilci var, Malatya’dan bir temsilci var. 8 tane sandalye var, 5 tanesi Ankara, İzmir ve İstanbul dışındaki odalarla paylaşılmış. Ben arkadaşlarıma şunu söylüyorum; bu tip demagojik olaylardan vazgeçin. 1990’den beri bunları tartışıyoruz, şurada açıkça söyleyin deyin, bölge toplantısında biz şunu seçtirmek istiyoruz deyin, açık açık tartışalım, ama bunu bahane ederek, Anadolu veya çeşitli bölge toplantılarının istişare anlamında doğru olduğuna inanıyorum, ama getirilen sonuçları sağlıklı bulmadığımı ve bugüne kadar gücümüz yettiği oranda tüm Anadolu’yu kucaklamak istediğimizi belirtmek istiyorum. Değerli arkadaşlarım, sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum; bu dönem de en iyi arkadaşlarımızı seçeceğiz, bundan kimsenin kuşkusu yok, ama bu örgütün asıl sorunu, 1991 ve 1992 yılından beri çalışmıyor, bir şey üretmiyor. Bu örgüt 1991’lerde emanet

64

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI usulü para toplama makbuzunu kaldırması için uğraşı gündemine almış, bu örgüt mükerrer 227 ile ilgili imza yetkisini gündeme almış, 1992’de Nevşehir toplantısında ortaklıklar olayını gündeme almış, o günden bu yana ciddi ürettiğimiz hiçbir şey yok. Gelin nasıl bir odalar birliği yerine, odalar birliğinin çalışma programına nasıl bir katkı sunacağız, nasıl bir program oluşturacağız, buna tüm odalarımız destek ve emek versinler. Şimdiden genel kurulumuzun başarılı geçmesi dileğiyle aday olacak arkadaşlarıma tekrar başarı dileklerimi sunuyor, emeği geçen arkadaşlara da emeklerinden dolayı teşekkür ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkışlar)

Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkanım, bir cevap vermek istiyorum. Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bu kürsüye bir daha çıkma gereğini hissettiğim için öncelikle özür dilerim; ancak ismim telaffuz edildiği gibi bir açıklama getirmek istiyorum. Karadeniz Odaları Başkanları Toplantısında Sayın Arıkan belki nezaket gösterdi, isim vermedi, mecburi meslek kararlarını küçümsedi diyerek itham ettiği oda başkanı benim. Bu meslekte hepiniz eşitiz. Şunu da söylüyorum, Sayın Arıkan çok büyük hata yaptı; Anadolu odalarını her zaman yaptığı gibi yine küçümsedi, ama ben şuna inanıyorum, küçümsediği Anadolu odaları ona öyle bir şamar indirecek ki, anasından doğduğuna pişman olacak değerli arkadaşlarım...

65

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Yahya ARIKAN İstanbul SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, bunlar çok çirkin şeyler. Lütfen uyarın efendim. Böyle konuşulmaz efendim. Burada küfür edemezsiniz...

Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Bir mesleğin bilimsel ve ahlaki standardının ne demek olduğunu ben sizlere bir kitap halinde getireceğim. Lütfen dinlemesini bilin...

Yahya ARIKAN İstanbul SMMM Oda Başkanı - Burada küfür etme hakkınız yok. Sizin Anadolu odalarına saygısızlık etmeye hakkınız yok... Bir oda başkanına yakışır şekilde konuşun. Burada Anadolu odaları adına konuşamazsınız. Bu yetkiyi nereden alıyorsunuz.

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Sayın Arıkan bir dakika efendim...(Gürültüler) Sayın Akın, burada konuşmalarımızın belli bir seviyesi vardır. Şamar atmak gibi üsluplar hiçbirimize yakışmaz. Burada her konuşmayı en çok dikkatle dinleyen insan benim. Sayın Arıkan’ın

66

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI itiraz ettiği nokta şudur; bilimsel ve ahlaklı yöneticiler istiyoruz ülke için diyor, bunu sanki mevcut yönetimler için ahlaki açıdan yoksun olduğu şeklinde bir anlama geldiğini ifade etti, zaten ben de sizden onu soracaktım. Mevcut yönetimden bilimsel ve ahlaki yönden kuşkumuz yoktur... Bu konunun burada açıklıkla ortaya konması lazım. Bunun dışında lütfen karşılıklı konuşmayalım, sataşmalarda bulunmayalım. Şamar atmak gibi konuşmakla olmaz.

Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Bilimsel ve ahlaki standartların ne demek olduğunu müsaade ederseniz çok kısa bir şekilde Sayın Yahya Arıkan arkadaşımıza açıklayayım hiç olmazsa cahil kalmaz, öğrenmiş olur...

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Bilimsel ve ahlaki standartlar konusuna gerek yok, buna izin vermiyorum...

Yahya ARIKAN İstanbul SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, sataşmalarda bulunuyor, kimden yetki almış? Odalar arasında çekişme yaratıyor.

67

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Siz sataşma nedeniyle söz aldınız, cevap verin o kadar.

Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Hayır Başkanım, kendisi beni itham etti, ben hiçbir zaman o lafı söylemedim, yani itham etmenin yeri burası değildir.

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Sataşma iddianız çerçevesinde konuşmanızı tamamlayınız. O kadar.

Ahmet AKIN İçel SMMM Oda Başkanı - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Peki, teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, bu seçimler öncesinde tansiyonu yükseltmek hiçbirimize bir şey katmaz. Yıllardır bilinen olaydır, Anadolu odalarıdır, İstanbul odasıdır gibi; biz bunlarla yıllardır karşı karşıya-

68

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI yız. Bu camia artık bu konuları aştı, burası siyasi parti değil. Kim üretecekse, kim daha fazla katkı getirecekse aday olur, hep beraber destekleriz, seçeriz, bu bir uygar ve demokratik bir yarıştır. Akın da söyledi, benim için sorun değil, isterse 9’u da bir odadan olabilir diye beyanda bulundu. Şimdi, bu anlayışta olduktan sonra birbirimizi suçlamak olmaz. Biz burada 4 yıldır uygar, demokratik, başkanlarımızın birbirini sevdiği saydığı bir ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Lütfen bunu hep beraber katkıda bulunalım. Ayrılıktan, tartışmadan hiçbirimize yarar gelmez. Burada çok önemli sorunlarımız var, dışa dönük sorunlarımız var. Çok kolaydır dikkat ederseniz 4 yıldır sizlerle beraberiz, hiçbir zaman hiçbir konuda suçlamada bulunmadık. Çünkü, en kolay yol birbirimizi hırpalamak ve birbirimize gol atmak en kolay yoldur; ama, hep beraber nasıl bir maç çıkaracağız, karşı tarafa nasıl gol atacağız şeklinde, benim hesabım bu yöndedir. Yoksa birbirimizle kavga ederek, bölünmek, parçalanmak olmaz. Arkadaşlarımızın zaman zaman bazı şikayetler aldık, hepsini olgunlukla karşıladık. Ben bu camianın başı olarak özveride bulunuyorum, sürekli toparlayıcı, sürekli barışçı olmaya çalışıyorum. Lütfen bu konuda bütün arkadaşlarımız yardımcı olsunlar. Birbirimize ne şamar atalım, ne birbirimize gol atalım, uygar bir camia olarak, demokratik bir seçim yapabilmeliyiz. Aday olacak arkadaşlara da saygımız vardır. Birbirimize saygılı, sevgili demokratik anlayışı buraya getirmemiz lazım. Birlik başkanınız olarak sizlerden beklediğim budur. Bütün odalarımız arasında hepimiz birbirimizle eşitiz, her birimizin üye sayısı değişik olabilir, ama bütün sorunlar hepimizindir, bunları burada her beraber aşarız.

69

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Kırşehir Oda Başkanımıza söz vermeden önce kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Biliyorsunuz Kırşehir oda başkanımız Kırşehir’de vergi rekortmeni oldular, hepinizin adına kendilerini kutluyorum. (Alkışlar) Buyurun efendim.

Tahsin ÜÇGÜL Kırşehir SMMM Oda Başkanı - Çok teşekkür ederim efendim. Sayın Başkanım, değerli yöneticiler, çok kıymetli oda başkanı arkadaşlarım; Kırşehir Oda Başkanı olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kısaca 227’deki sorumluluk kapsamında birliğin hazırlamış olduğu sorumluluğun sınırlarının ne olması konusundaki tebliğini aynen destekliyorum. Niye derseniz; biraz önce Mersin oda başkanı arkadaşımız da belirttiler, meslekte artık geçiş imkanı her zaman mevcuttur. SM’den SMMM’ye tam olarak belli olmamasına rağmen, yakındır. Yakın zamanda birliğin o konuda da çalışmaları olduğunu biliyorum, geçiş hakkı verilecektir; fakat, SMMM’likten YMM’liye geçiş mümkün. Ben de 2 sene önce imtihanla bu hakkı aldım. Kullanmıyorum, kullanmama nedenim; açıkça YMM’deki sorumluluğunun açık ve net olarak belli olmamasıdır. Çünkü, herhangi bir inceleme karşısında neyle sorumlu tutulacağını tam olarak kestiremiyorum. İnceleme elemanı beni neyle sorumlu tutacak, bu açık ve net belli değil. Onun için kesinlikle sorumluluğun açık ve net olarak tebliğlerle belirlenmesinden yanayım.

70

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Diğer yandan Anayasa Mahkemesinin mükerrer 227 nci maddeyi aynen kabul etmesi camiamız açısından çok büyük bir gelişme. 227’deki imza yetkisini bizlere verilmesi, kaçak muhasebeciliği önlemek açısından çok önemli bir olgu; ancak, yine burada bu imzadan bizim meslek mensupları olarak sorumluluğumuzun ne olacağının açık ve net belli olması gerektiği kanısındayım. Hepinize çok teşekkür ederim. Sağ olun. (Alkışlar)

Necmettin KELEŞ İzmir SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkanım, değerli oda yöneticisi arkadaşlarım; İzmir Oda Başkanı olarak hepinizi saygıyla selamlarım. Biraz evvelki tartışma gerçekten beni çok üzdü, yani böyle bir tartışmanın her seçim döneminde, her seçim arifesinde çıkması beni çok üzüyor. Gerekçe olarak şunu söyleyeyim; Anadolu odaları deniyor, kardeşim hangimiz bu Anadolu’nun dışındayız diye düşünüyorum, geçen dönem oluşturduğumuz yönetimlere baktığımız zaman Anadolu’nun dört bir köşesinden insan var, bunun yanında tabiî ki, Ankara, İzmir ve İstanbul’dan da üye var. Müsaade edin bu kadarı da olsun. Bu yönetimleri oluştururken, zaten biz bölgelerin genel dengelerine de bakıyoruz. Her dönemde çıkıp burada gündem maddesi yapmak gerçekten çok ayıp oluyor. Bunun gerçek anlamda bir tartışması değil bu. Sadece polemik konusu yapılıyor. Bu bizi üzüyor. Lütfen arkadaşlar, en azından bu yeni dönemde yaptığımız çalışmalarda bu tür şeylere meydan vermeyelim. Esas konuya geliyorum; gerçekten 1996 yılı mesleğimiz açısından bir atılım yılı olmuştur. Buna baktığımız zaman 1 ve 2

71

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

nolu mesleki kararların yayınlanması, birliğimizin binasının temelinin atılması, en önemlisi de mükerrer 227’nin Anayasa Mahkemesinden büyük bir zaferle çıkmış olmasıdır. Bu da mesleğimizin geleceği için gerçekten en somut ve en doğru adımlardan bir tanesidir. Mükerrer 227’nin uygulanmasında bizim istediğimiz konu, yani müteselsil sorumluluk konusunda, herhangi bir ayrı rapor düzenlenmesine gerek yok diye düşünüyorum. SM, SMMM’ler açısından baktığımızda, yani bir uygunluk denetimidir, bunun adı kesinlikle uygunluk denetimidir, bunun da en belirgin raporu, beyannamelere attığımız imzadır. Bunun dışında ayrıca bir rapor ilave edilmesi meslektaşlarımıza ağır bir yük getirecektir, çünkü meslektaşlarımızın yeteri kadar yükü var, bir sürü yıllık bildirimler veriyoruz. 249’a göre yıllık veriyoruz, KDV‘nin yıllığını veriyoruz, muhtasarın yıllığını veriyoruz. Bunun yanında tutup da ek bir rapor vermek anlamsız geldi. Çelik arkadaşımızın bahsettiği 2 aralık tarihindeki Balıkesir toplantısından çıkan rapor var. Bu raporda kısaca hangi konulardan meslektaşlarımızın sorumlu tutulacağı belirlenmiştir. 6 tane odamızın imzası var ve bunlar da doğru karardır. O konuda bunlar göz önüne alınırsa, bunların yeterli olacağını düşünüyorum. Ülke sorunlarıyla ilgili konularda Yahya arkadaşımızın gösterdiği duyarlılığa katılmamak mümkün değil. Gerçekten ülkemizin siyasi açıdan nereye gittiği, ne yaptığı artık pek kestiremeyeceğimiz noktalara gelmeye başladı. Bunun sonunun ne olacağı hepimizi ilgilendirir, özellikle meslek odası olarak bizleri de ilgilendirir; çünkü, biz bu toplumun içerisinde yaşıyoruz ve bu toplumun birer ferdiyiz. Onun için kendi mesleki sorunlarımızın yanında ülkenin genel sorunlarına da özen göstermemizde yarar vardır. Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

72

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Behzat DEMİRHAN Kırıkkale SMMM Oda Başkanı - Sayın Genel Başkanım, değerli yönetim kurulu üyeleri, sayın oda başkanlarım; Kırıkkale Oda Başkanı Behzat Demirel olarak hepinizi saygıyla selamlarım. TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Özyürek ve yöneticilere bugüne kadarki başarılı çalışmalarından dolayı odamız adına teşekkür ederiz. Günümüzde özelleştirmenin ciddi bir şekilde başlatıldığı bir dönemde Maliye Bakanlığı da nasibini alacaktır. Mükerrer 227 nci maddenin çıkmasında TÜRMOB’a, Ankara, İstanbul odalarına, emeği geçen kurum ve kişilere saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Önemli olan bu maddenin uygulanmasında, yaygınlaştırılmasında, olgunlaştırılmasında ve geleceğinin teminat altına alınmasında bizler kadar stajyer meslek elemanlarımızın da önemi çok büyüktür. TÜRMOB’un staj yönetmeliğinde meslek başlangıcında bu madde ile birlikte lisans seviyesinde eğitim görmüş kişilerin staja başlamasında fayda görmekteyiz. Önümüzdeki genel kurula bir program dahilinde staj yönetmeliğinin yeniden gözden geçirilerek mükerrer 227 nci maddenin uygulanması bakımından şart olduğuna mesleğin geleceği açısından inanıyor, SM, SMMM ve YMM kelimelerinin ne demek olduğunu halkımıza, insanlarımıza, resmi kuruluşlara anlatabilmemiz açısından, başka illerdeki il protokolüne, TÜRMOB ve odalarımızla sağlamamız gerekmektedir. TÜRMOB’dan birer temsilci, oda temsilcileri ya da başkanları, başta il valisi ve bürokratlara, Türkiye genelinde yerel basın ve televizyonlarından seslenerek, halkımızın doktorlarda Dr, avukatlarda Av harflerinden anladığı gibi bizim de ad ve soy adlarımızın başına SM, SMMM ve YMM gibi harflerin yazılarak, bu harfleri taşıyanların ne iş yaptığını an-

73

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

latmamızda fayda görmekteyiz. Bu konuyla ilgili bir genelgenin çıkartılmasının uygun olacağı inancındayız. Ülke ekonomisini daha üretken bir hale getirmemiz açısından, kamu kesiminde ve kuruluşlardaki ruhsatlı meslek mensuplarının hak etmiş oldukları yetkileri alabilmeleri açısından TÜRMOB’un bir program dahilinde hükümete mesleki olarak bilgilendirmesi ve meslek mensuplarının ülke idaresi ekonomisine katkılarının verimliliğinin artırılmasından fayda görmekteyiz. Kırıkkale SMMM odası olarak genel başkan adaylığını tekrar açıklamış olan Sayın Mustafa Özyürek’e sonsuz desteklerimizi sunuyor, hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

Necmettin TAN Erzincan SMMM Oda Başkanı - Sayın Genel Başkanım, sayın divan üyelerim, sayın meslektaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz. Yapılan her işe olumlu gözle bakıyorum. 6 yıldır her şeye evet, bundan sonra da yine her şeye evet. Eksikler olabilir, hatalar olabilir, zamanlama açısından ters zamanlanmış olaylar olabilir, fakat hiç kimse hiçbir şeyi bu yanlıştır diyerek yapmaz. Biraz evvel arkadaşımız söz aldı ve dedi ki “yapılmak istenen şey kötü bile olsa evet, niye evet, doğrusunu bulmak için evet” yanlışı bilmezsek, yanlışı bulamazsak, doğruyu bulamayız. Önce tartışalım, eksikliklerimiz neyse, önlem alalım ve görevlerimizi yapalım. Bir şey sormak istiyorum; 6 yıldır tartışıyoruz, 3 tane unvanımız var. Acaba TÜRMOB’da görev almış veya almamış bir tek arkadaşım, bana diyebilir mi, ben SMM sözleşmesi yapıyorum, unvanımız 3 de, niye bizim sözleşmemiş 2 tane arkadaşlar. Denetim

74

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI yapmadığına göre mali müşavir arkadaşlarımızın, acaba unvanları niye değişik? 6 yıldır bir çözüm bulamadım. Hiçbir denetim yapmazlar, sadece bizim gibi defter tutarlar, ama unvanları değişiktir. 6 yıldır evvel burada tartıştığımız şeyleri bugün burada hiçbirisi yok, dikkat edin bunların düzelmedi, 6 yıl evvel orada konuştuklarımızın hepsi, havanda su dövmek gibi oldukları yerde kaldılar. Eksiklerimizi tespit edelim, her birimiz üzerine ne görev düşüyorsa, görev alalım ve yapalım. Dün Sayın Musa Pişkin ile sohbet ettik. Bütün denetimlere evet. Peki, bizim kendi üzerimizde bir denetimimiz var mı? Yok. Bana diyebilir misiniz, bu 40 bin meslek mensubu ücretlerinde alıyor, makbuzlarını gününde kesiyor. Bu mümkün değil. Sayın Bayram bey dedi ki “üyelerimizin defterlerinin tamamı inceleniyor” Korkarım 40 bin meslek mensubunun defterlerinin tamamı incelenecek. Biz doğruyu yapmıyoruz, birileri gelip bize doğruyu yapmayı öğretecek. Başka yolu yok bunun. Mesleki sorumluluk gelecek, mesleki hudutlar yerine oturacak, kendi kendini denetleyerek, barolarda olduğu gibi, noterlerde olduğu gibi, sonuca ulaşacağız, ama yolu beraber tespit edelim ve hangi yoldan gideceksek gidelim. Teşekkür eder, iyi günler dilerim. (Alkışlar)

Ender ŞENOL Kocaeli SMMM Oda Başkanı - Sayın Başkan, Birliğin değerli yönetim kurulu üyeleri, sayın yönetici oda başkanlarım; sizleri Kocaeli Odasının bir temsilcisi olarak saygıyla selamlıyorum. Biz diğer odalar gibi genel kurullarımızı tamamladık ve eski başkanımız Ender Şenol başkanlığında yönetimimizi oluşturduk.

75

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

Değerli başkanımız Ender Şenol çok arzu etmesine rağmen, bu toplantıya gelemedi. Bu nedenle benim tarafımdan iletilmesini istediği bir mesajı var, müsaadenizle arz etmek istiyorum. Sayın Başkan, birliğin değerli yönetim kurulu üyeleri, saygı değer oda başkanları ve yönetici arkadaşlarım; aranızda bulunmamaktan üzgünüm, geçirdiğim ameliyat sırasında ve sonrasında birlik ve oda çalışanlarının yakın ve sıcak ilgisi nedeniyle umulandan daha süratle sağlığıma kavuşmamı sağlayacak şekilde moral kaynağı olmuştur. Herkese derin teşekkürlerimi sunarım. Sayın Başkan, değerli yönetim kurulu üyeleri; günümüz dünyasında gelişmişliğin temel unsurlardan bir tanesi olan ve ülkemizde önemli eksikliği hissedilen kurumlaşma yolunda, kendi alanında iyi eğitilmiş ve örgütlenmiş meslek mensupları ile sivil toplum kuruluşlarının fayda ve gereği inkar edilemez. Bunun sağlanmasında katkıda bulunacak en önemli unsurlardan bir tanesi, çağdaş, teknik ve teknolojilerle her türlü imkanının insan istifadesinde kullanımı gözönünde tutularak, inşa edilmiş mekanlardır. Görev süreniz içinde projelerle alt yapısı tamamlanarak bugün temeli atılan birlik hizmet binası kompleksinin yine hizmet süresi içinde ve en kısa zamanda tamamlanması düşünülen ve arzulanan sağlıklı hizmetlerin yürütülmesine mekan olması en sabimi dileğimdir. Yasal ve kurumsal birtakım eksikliklerine rağmen, yatay ve dikey örgütlenmesini büyük oranda tamamlamış olan camiamızın alt yapısı hemen hemen tamamlanmış, ilke ve standartları oluşturarak, birlikte uygulama yolunda süratle gelebileceği aşama ile yurt çapında örnek olabileceği görüş ve inancı içinde Sayın Başkan size ve yönetim kurulu üyelerimize, yeni ve tekrar seçilmek suretiyle bu yolda görev üslenen oda başkan ve yönetici arkadaşlarıma sağlık ve başarılar diliyorum. Saygılarımla. Ender Şenol. (Alkışlar)

76

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Kocaeli Odası temsilcisi olarak beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Saygılarımla. (Alkışlar)

Mustafa ÖZYÜREK TÜRMOB Genel Başkanı - Biz de çok teşekkür ederiz. Başkanlar kurulunun kendisine acil şifalar dileklerimizi iletirseniz çok memnun oluruz. Acil şifalar dileriz. Başka söz almak isteyen var mı?. Yok. Değerli dostlarım, değerli meslektaşlarım, bugünkü toplantımızda yararlı görüşmeler yaptık. Bir seçim öncesinin doğurduğu bir tansiyon yüksekliği oldu, ama bunlar doğaldır. Burada konuşulur, görüşülür, ama dışarıda dostluklarımız aynen devam eder. Önemli olan sağduyu içinde sağlıklı kararları alabilmemizdir. Bizi, diğer odalardan ve diğer derneklerden ayıran, mesleki kalitemizdir. Bu seviyeyi her zaman korumak, yükseltmek ve değerlendirmek zorundayız. Değerli arkadaşlarım, burada 6 yılda önemli mesafeler alındığını söyleyen arkadaşlarım da oldu, pek fazla bir şey yapılmadı diyen arkadaşlarımız da oldu. Bu 2 görüşte aslında doğrudur, yani suyun, bardağın yarısı dolu, yarısı boş demek gibi bir olaydır. Bu olaya nasıl baktığınıza bağlı. Objektif olarak, bir meslek mensubu olarak baktığımda önemli mesafeler aldığımız rahatlıkla söyleyebilirim. Elbette pek çok sorunumuz var. Bu sorunların büyük kısmı Türkiye’nin sorunlarından kaynaklanıyor. Türkiye gibi ekonomisi 10 yıldan süredir yüzde 80 civarında kronik bir enflasyon ortamında yaşıyorsa, işletmelerinin büyük çoğunluğu

77

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

küçük işletmelerden ibarette, götürülüğün, esnaf muafiyetinin alabildiğine yaygın olduğu, zirai kazançların bütünüyle vergi dışı bırakıldığı, o nedenle de içinde bulunduğumuz ekonomik ortamın sürekli sahte, yanıltıcı kısa deyimi ile naylon fatura ürettiği bir ortamda, sadece muhasebecinin, sadece mali müşavirin, yeminli mali müşavirin çalışması ile olayların halledilemeyeceğinin elbette bilincindeyiz. Ama, karşımızda olan ortam, ekonomik ortam uygun değil, bu düzelmiyor, siyasiler görevlerini yapmıyor diye biz bir kenarda oturamayız. Biz de elbette bu şartları biliyoruz, bu şartları bilmeden Türkiye’de yaşamak mümkün değil. Bakınız, bir odanın, bir birliğin yöneticisi olmak, Türkiye’de neyin olduğunu, neyin olabileceğini, neyin olmakta olduğunu görmeden yaşamak mümkün değil. O nedenle hep beraber Türkiye’de nelerin olduğunu, nelerin olabileceğini, nelerin olamayacağını çok iyi biliyoruz, ama bunları bilerek kendi üstümüze düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. Bu geçmişte Türkiye’de çok tartıştığımız bir olaydır. Karşımızda içimize sindiremediğimiz bir düzen var, öyleyse bu düzeni biz yıkıncaya kadar biz devam edelim, hatta yıkılması için elimizden geleni yapalım. Şimdi ne pozisyonumuz, ne konumumuz böyle düşünmeye elverişli değil. Ister istemez bu düzenin bir ölçüde parçasıyız. Önemli olan içinde bulunduğumuz durum, içinde bulunduğumuz konum itibariyle üzerimize düşen görevleri doğru yapmaktır. Bize verilen muhasebe görevi var, denetim görevi var, tasdik görevi var, bu görevleri, mümkün olduğu kadar doğru yapmalıdır. Biz görevimiz icabı ister istemez, toplumdaki kokuşmuşlukları daha yakından izleyen bir meslek camiasıyız. Elbette bütünüyle ortam temizleninceye kadar biz bir köşede oturuyoruz diyemeyiz, zaman zaman belki o kokuşmuşluğun ucundan kıyısından tutarak düzlüğe çıkarmaya çalışacağız toplumu. Bu kolaycılıktır. Bu düzen tutaka ben bunun hiçbir şeyine bulaşmam, bir kenarda otururum diyerek düzeni düzeltmek ne

78

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI yazık ki, mümkün değildir. Keşke öyle bir şansımız olsu. Keşke içimizin el vermediği bir defteri tutmasak, içimizin el vermediği bir beyannameyi tasdik etmesek, ama vicdanımızla baş başa kaldığımızda, diyebiliriz ki, içimizden tam gelmese de bir kısmı görevimizin gereği, bir kısmı şartların zorlaması ile, biz bazı güç işleri de yapıyoruz. Kolektif olarak, ortalama olarak baktığımızda doğruluktan yana, dürüstlükten yana ve ülkenin sorunlarını çözümüne bir katkı getiriyor muyuz, olaya böyle bakmamız lazım. Bütün suçu siyasilere atarak, karşımızdaki düzene atarak bir kenarda oturma şansımız ne yazık ki, yok. Olabildiği kadar düzeni zorlayacağız, olabildiği kadar iyileştirmeye çalışacağız, bu belki bir devrimci aşamayı geçmiş, biraz reformcu, biraz gelişmeci bir görüştür. Farklı görüşte olanlara da saygım var, ama içinde bulunduğumuz şartlar ve özellikle kapitalist sınıfın görevlerini yapan insanlar olarak, ne yazık ki, düzeni ancak tedrici bir şekilde iyileştirmeye katkıda bulunuruz. Muhasebecilik yaparak devrim yapmak ne yazık ki, mümkün değil. Biz üstümüze düşen görevi en işi şekilde yapalım, en iyi şekilde defterimizi tutalım, en iyi şekilde tasdik yapalım. Uyaralım, düzeltmeye çalışalım ve içimizde yanlış yapanları da kendi camiamız olarak cezalandıralım. Daha büyüğünü yapmak için siyaset herkese açık, siyasi partilere girip, oralarda daha aktif şekilde politika yapmak mümkün. Gerçi oraya girenler de oralarda da bir şeyler yapılmadığını söylüyorlar, ama Türkiye’nin bir genel açmazı var. Bu genel açmazın da düzeleceği umuduyla elimizden geleni dinamik bir şekilde yapmamız lazım. Kötümser olmamak lazım. Şartları zorlayarak, daha iyi, daha güzeli aramamız gereklidir. Değerli arkadaşlarım, burada dile getirildi, yeminli odası ile, yani hiçbir oda mensubu arkadaşımla bizim, TÜRMOB’un bir sorunu yoktur. Zaman zaman bazı noktalarda mesleki konularda fark-

79

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

lı bakış açılarımız vardır, olur, olacaktır, bunları tartışarak, ama zeminlerinde tartışarak, platformlarında tartışarak aşmak durumundayız. Bir de şundan kendimizi ala koyalım. Herhangi bir konuda farklı düşünüyor olmamız, zaman zaman tartışıyor olmamız, birbirimizle kavga etmemizi gerektirmez, biz uygar insanlarımız, uygar bir şekilde, demokratik bir şekilde sorunlarımızı çözeriz. Yeter ki, kurallara saygı duyalım. TÜRMOB, mali müşaviri de, muhasebeciyi de, yeminli mali müşaviri de çatısı altında toplayan bir üst birliktir. Bunun bu yasal çerçevesine itiraz eden arkadaşlarım var, biliyorum, ona da saygım var, ama o yasal çatı değişmedikçe buna uymak zorundayız. Bugünkü hukuk düzenine karşıyım, bugünkü Anayasaya da karşıyım, ama o Anayasa, o yasalar değişinceye kadar hepsine de harfiyen uymak benim görevimdir. Bu anlayışla meselelere bakarsak, yaklaşırsak sorunu çözeriz. Birlik başkanını sevelim sevmeyelim, o eylül ayına kadar Mustafa Özyürek’tir, ama hepimiz saygı duymak zorundayız. Sevelim sevmeyelim Başbakan Erbakan’dır, Cumhurbaşkanı Demirel’dir; yani, herkesin yetkisi var, sorumluluğu var, saygı duymak zorundayız, sevmek zorunda değiliz, haklarına ve yetkilerine saygı duymak zorundayız. Toplumu başka türlü dirlik ve düzenlik içinde tutamazsınız, anarşi ile düzen arasındaki fark budur. Yasal çerçevenin değişmesi için elimizden geleni yapabiliriz, çalışabiliriz, memnun değilsek; ama, o yasal çerçeveye sonuna kadar uymak zorundayız. Bu çerçevede bakarsak YMM ile birlik arasındaki sorunları çözmek kolaydır; ama, bu çerçeveyi kabul etmezsek, bu çerçeveyi yok sayarsak, bunları çözemeyiz, çünkü, bu düzeni, bu yasayı biz çıkarmadık. Bu yasayı TBMM çıkardı, TBMM tarafından değişmediği sürece de hepimizi bağlayan hukuk normlarıdır. YMM’lerin sorunlarına biz sürekli duyarlı olduk.

80

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI Arkadaşlarımız farklı bakıyor olabilirler, yetersiz buluyor olabilir, ama bize gelen, bizim tespit ettiğimiz her konudaki YMM’lerin sorunlarına biz duyarlıyız. Burada gündeme getirilen, belirtilmek istenen olay şudur; giderek hem YMM’ler açısından hem SM ve SMM’ler açısından sorumluluk hukuku, sorumluluk konusu çok önemli boyutlara gelecektir. Bunu sadece nihai olarak yargı belirleyecektir, Danıştay belirleyecektir, ama Danıştay’daki üyelerle de davalar görüşülürken sürekli konuşuyoruz, çok yeni bir dal, çok yeni bir hukuk alanı, o da bize emsal gösteriniz diyorlar, bize standartlar gösteriniz diyorlar. Bu standartları bir kitap halinde de yayınlanmıştır. Istanbul YMM Odasının bu yönde bir kitabı vardır. Şimdi bunu belli standartları, yeminlilikle ilgili, tasdikle ilgili standartları belirlersek, genel kurulumuzdan geçirsek ve mecburi meslek kararı olarak ilan etsek; eğer yargıda karar veren insanları çok etkiler. Der ki, bu camia olayı böyle algılıyor, böyle değerlendiriyor. Böyle olur. Yargıyı etkilemenin yolu, bilebildiğimiz kadarıyla önemli bir çalışmadır. Bu çalışmayı geleniz birlikte yapalım. Burada ifade edilen çalışmanın esası budur. Mükerrer 227 ile ilgili konuları tartıştık. Bunu çok konuştuk da demeyiniz. Hep söyledim, 3568 sayılı Yasa çıkarken, unvanlar verilmiş, ruhsatlar verilmiş, fakat yetki konusunda özellikle SM ve SMMM’ler çok yetkisiz kılınmıştır. 227 nci madde bu yetki açığını kapatan bir düzenlemelidir. Bu yetkilerimizi nasıl kullanacağız, kullanırken diğer meslek gruplarından gelen tepkiler, bunların hepsi sürekli bu camianın gündeminde olması gereken, gözetmesi gereken ve geliştirmesi gereken olaylardır. Burada Sayın Türker çerçevesini çizdi, açılış konuşmasında ben de değinmeye çalıştım. Mükerrer 227 nci maddeyi, ortaya çıkan Danıştay kararlarını da dikkate alarak nasıl uygulayacağımızı, nasıl uygularsak yargı ile barışık hale geleceğimizi artık biliyoruz. Bu çerçeveyi

81

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

hep birlikte, sizlerin de önerisi ile genel kurulumuzdan geçireceğimiz bir mesleki karar haline dönüştürüp, yine hep beraber Maliye Bakanlığındaki yetkililerimizi de ikna ederek, bundan böyle vergi beyannamesi imzasını bu çerçevede olacağını resmî tebliğlere geçirtelim. Dediğimiz budur, bize göre sağlıklı yol budur. Bunların hepsini tartışacağız, olgunlaştıracağız. Bazı arkadaşlarımız, biz daha önce görüşlerimizi bildirdik diye beyanda bulundular. Bu konuyla ilgili yeni bir durum ortaya çıkıyor. O görüşler 1, 2 ve 3 nolu tebliğlerle ilgilidir. Onların önemli bir kısmı yargı tarafından iptal edildi ve iptalde bir ölçü olarak 227’nin Anayasaya aykırılığı ortaya sürüldü, ortaya çıktı ki, Anayasaya aykırılığı söz konusu değildir. Bu konuda yeni bir düzenleme yapacağız, bu düzenlemeleri hukuka uygun şekilde yapacağız, bizde küslük yok, bizde kırgınlık yok, elbette yargı ile konuşacağız. Bunlar Sayın Pişkin’in önerisinde de vardı, katıldığımız bir öneridir, TÜRMOB’un bir önerisidir. Meslek odaları, TÜRMOB ve inceleme yapan gruplar, maliye profesörleri, yargının temsilcileri, oturup bir araya gelelim, birbirimizi anlayarak konularımızı tartışalım diyoruz. Bu çok güzel ve doğal bir bilgi alışverişidir. İnanır mısınız pek çok noktayı, yani hepimiz her gün bunları yaşadığımız için, bunu da bilmezler mi dediğimiz pek çok noktayı, inanınız karar veren hâkimlerimiz bilmiyor. Bunları anlatmanın bir yolu vardır, oturup sürekli konuşacağız, süreli derdinizi anlatacağız, yani zıtlaşarak bir yere varılmaz, onlar da devlet adına bir yetki kullanıyorlar, biz de kanunun verdiği bir görevi yapıyoruz. Herkesin elindeki yetkileri Türkiye’nin iyiliği, güzelliği için kullanması gerekiyor. Bunları kullanırken birbirimize yardımcı olmak, birbirimizi daha iyi anlamak zorundayız. Bunu yapmamız gerekiyor ve bunu biz sürekli yapıyoruz. El birliği ile olursa, gönül birliği ile olursa daha etkin bir şekilde yaparız. Danıştay kararlarını görüyorsunuz, sık sık değişiyor ve bizim konumumuzdaki kararlar da sık sık değişmeye mahkûmdur; çünkü,

82

14. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI yeni bir hukuk oluşturuyoruz ve bu hukukun içinde de 24 saat biz yaşıyoruz, hâkim önüne geldiği zaman bir saat vakit ayırıyor ya da ayırmıyor, Maliye Bakanlığı yetkilileri bin bir işi arasında bizim işimize çok az vakit ayırıyor, bu işin doğasında var; ama, biz çözümleri doğru bulursak, el birliği ile bulursak, birbirimizi frenlemeden, birbirimizi engellemeden çözümleri doğru şekilde kamunun önüne, kamu otoritesinin önüne götürürsek, çözümlerimiz daha kolay olur. Bugün burada bu çözümleri aramaya çalıştık. Belli noktalarda aydınlandık. Bu genel kurulumuza yetiştirmeye çalıştınız, yazılı görüşlerinizi her zaman bize bildirebilirsiniz. Daha gelişmiş, daha rahat bir mesleki kararın ön hazırlığını el birliği ile oluşturalım. Gaziantep Odası Sayın Başkanının dile getirdiği konu, gerçekten çok önemli bir konudur. Zaman zaman bunu yaşıyoruz, geçmişte Karaman Odasında yaşamıştık ve bu olaya böyle boyutlu bir şekilde girildiği zaman içinden çıkılmaz hale geliyor. Biz şu ana kadar konunun siyasi çözümünü aramadık, siyasiler konuları bazen daha rahat çözüyorlar, biz Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu bünyesinde olaya çözüm aramaya çalıştık. Tekrar o mercilerle temasa geçeceğiz, oralarda çözemezsek, siyasi otoriteye bu konuyu götüreceğiz. Biz camia olarak denetimden kaçıyor değiliz, elbette herkesin hesapları inceleniyorsa, bizim hesaplarımız da incelensin, ama Gaziantep’te başka mükellef grubu yokmuş gibi bütünüyle muhasebecinin hesapları incelenirse, onun gerekçesinin bizi ikna edici olması lazım, şu ana kadar ikna edici bir gerekçeyi ne yazık ki, biz alamadık. Ne oluyor, siyasiler ortaya girdiği zaman, inceleme elemanı da üzülüyor, bakanlıktaki bürokratımız da üzülüyor ve tatsız olaylar cereyan ediyor. Biz istiyoruz ki, iş mecrasında çözülsün. İncelenecekse niye inceleniyor, yani 120 muhasebecinin

83

m

M

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TURKEY

defteri birden niye isteniyor? Bunları bilmemiz ve görmemiz lazım. Bu konuları tekrar görüşeceğiz ve elimizden geleni yapacağız. Bu konulardaki olayları Karaman Odasında da yaşadık. Ne yazık ki, bazı noktalarda büyük bir inatlaşma yaşanıyor ve arkadaşlarımız en sonunda uzlaşmadan çözme fırsatını bulmuştuk, inşallah oraya gelmeden çözeriz, bu sık sık rastladığımız talihsiz bir olaydır, bunların olmaması gerekiyor. Buna benzer Çorum’da bir olay oldu, zannediyorum 9 tane mükellefin hesapları incelemeye alındı, 9’u da bizim arkadaşlarımızın tam tasdikine tabi olan mükelleflerdir. Bunun olmamasını istiyoruz ve diliyoruz ve de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım, hepiniz Türkiye’nin dört bir yanından geldiniz, sabah TÜRMOB’un töreninde bulundunuz, bugün toplantımıza teşrif ettiniz, akşama da hep beraber olacağız. Akşamki beraberliğimizde mesleğimize katkıda bulunan arkadaşlarımıza plaketlerini vereceğiz, yani bir plaket törenimiz olacaktır. Hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum, sağ olun. (Alkışlar)

84